bağdaş kurmuş sema sırtlarında umut
el sallıyor
tebessüm ediyor
yüreğim dağlayarak
engin deryalara bakıyordu
bir öğle vakti
teneşiri koynunda büyürken sevda
bir ağıt yükseliyordu sırtlarında yamacın
serzenişti hıçkırık ak kefenleri yamalı
ağlamaklı biraz da sarıldı sonra
eeeeeeey diyordu eeeeeeey
yukarıda mısın hala
sen ki bakışında derinlik
her gülüşün ardında özgürlük sergilerdin
anlam yüklüydün kimi zaman
yanındayken ben
hayaller sergiler
düşlerdim dudaklarının kıvrımını
düştüğünde bir damla yaş gözbebeklerinden
yıldızlar haykırır bana çağırır yürekleri
belleğim alıp götürür soldurtur gülüşleri
yüreğim seninle atar
gecem seninle yatar
savrulur şafakta rüzgar
gözlerin gadir yuvası ektiğin keder
dişlerinde kanımın kızıllığı var
kızıla bulanmadan durduğun alan
sabahımı çalan sen onu geri ver
ben vatan
ben insan
bir su yumağıydı ağaran
aklar düşüyordu bir yandan saçlarına
günler geçiyor
yarınlar üstüne bakıyordu telvesine
eski yamaçlarda
eski bir ses duyuyordu sonra
öfkesi kum tanesi sabahında sıcak
ardında bırakmış yıldırımlar kadar çıplar
söylediği bir gün gülünesi heceler
yakıyor yıkmıyor nafile ölüm seferi
gel gör dumura ermeden henüz
bak
en küçüğümüzdü o
kara gözleri fıldır fıldır
yaşıtları üstünde dost arayandı
büyüye değil
düşmanlığa değil
fecrisadık yüreği yıldızlara uzanandı
vurduğunda karaya sevdanın gölgesinde
şandırada asılmış melun bir bayrak
selam duruyordu sarmal sağanağında
kaçışın tekerrürü bir noktada iken
yanılsama suyundan içti kana kana
sökün etti alev gibi
ne zaman yüreğinin kapısını aralayıp
bir gölge gibi içeri süzülsem
sol köşede duran güncene koşuyorum
beni arayıp bulamıyorum ya
vurgun yemiş misaliyim işte o zaman
her zaman ki gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!