lacivert gökyüzünden döküldü
sırların yakan bilinmezliği
ortasında bağrıma sıkılan kurşun
vuslatlar yok olmuş virane yüreklerde
eski bir senaryonun baş kahramanı
saymakta limanda gemileri
arayıp da bulamadığım her saniye zehir oldu kadehlerde
… kırıldı
şatafatlı bir festivaldi ruhumuzda atan coşku
…söndü ışığı
kayıp bir define sandığına koyduk duyguları
yılgın adımların tozu bile kalmamıştı dünden bugüne
iyice sinmişti ayrılık üstümüze…perme perişan
içime giren şeytan susturmuştu beni sana
tıknaz bir büyücünün kollarında kurbanı olmuştu biriktirdiğim sevgi
kilitlere vurulan kapıların ardına saklandı o zamanlar cesaret
ikilemlerin ikilemlerine mahkumdu gün…gece
kırılmaktan korkan bir yüreğin
yorgun atışlarına kondu
sevda kuşu
ötüşlerinde bir büyü
büyüsünde düşler
gece ayaz
saatler donuk
yalnızlığın en buza düşmüş anları
ses yok
dinle bak
gelmiyor bile
balık sırtı gelgitlerin
yağmurunda sırılsıklam
uçurtmalarım şenlenir baharlarda
kızıl gelinciklerin ortasında
arınmayan düşlerimin
güne düşen son ışık
değince ıssız bir suyun durgunluğuna
fırlayıverdi yerinden
saklanan bekleyişlerin
son sabrı da
“yokluğunun korkusunda
hoyratça akıyordu nehir
ıslak bir yeşile düşmüştü ıssızlığın
soluyamadığım sevdanın hırçın dalgalarında
yitti sakladığım hazinen…kavuran kokun
öyle vuruyor ki bu aralar şarkılar
yalnızlığımı içime
öyle sıradan doğuyor ki güneş
griye çalan günüme
korkuyorum usuma sahip olmak isteyen
kara-kızıl arzulardan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!