her bitenin ardından sallanan elden damladı
döküldü toprağa kan
kızıla boyandı bir gidiş daha
eksik bir şeyleri karaladı kalem
yazılmadı tek bir söz
eriyen ciddiyetin son damlasında
gördü geleceği Nostradamus
ses dağıldı kaçınılmaz şarkılarda
oratoryolar çağladı
çoğaldı ümit
elimden kayan yanık yıldızda parlıyorken düşlerim
dilimden dökülen masalların mucizelerinde kilitlendi beklentim
dön dolaş değişmeyen bir merkezde seyrediyor hoyrat dalgalarım
açılmayan kapıların dış tarafında kalıyor yapayalnız bırakılışım
görünmeyen yakınlığın ya da uzaklığın
savrulup gidiyor bir sonsuzluğun içinde ömür. tek bir çatı yok konaklayacak geçip giden günlerin tutsağı şehirlerde. atıveriyor kıyılara bedenimi denizlerdeki hırçın dalgalar ve rüzgarlar arsızca bırakıyor kollarımı bilinmez diyarların uçurumlarından aşağı. kabullenemiyor kimsesiz gövdemi dağ, bayır, vadi, ova.
savruluyorum. bilmeksizin dur durak.
kapımı aşındırıyor hiçler sürekli … nedensiz. sokmuyor gecelerime uykuyu ve göndermiyor güneşleri gündüzüme. bıraktım kendimi ellerine ve şimdi savruk bir gündeyim.
karar verdim; hiç şarkı söylemeyeceğim bugün. ne de dinleyeceğim beni alıp götüren senfonileri. kaldırdım ortalıktan bütün kitapları; okumayacağım tek bir satır bile. dolaşmayacağım anlatılan hikayenin semalarında. ve attım tümünü kalemlerin, kağıtların; yazmayacağım. tek bir harf karalamayacak parmaklarım.
yıkılan geçmişin oynaşmaları
dalgaların ihtirasında hoyrat
insafsız vuruşları kıyılarıma
savurganlıkla işliyor kanıma intiharlarım
olmaz olası cazibesi
ulaşamadığım yarınların
dün olduğunu görmemekte ısrarlı bir yürek bu
deli saatlerde çarpan
sessiz
hınzırca geçen zamanda
yeni bir şarkı çalıyor
her dansta /ölümle
yorulmuyor umut
bitmiyor düşler
bitmiyorum
kulağıma bir şarkı fısıldıyor yalnızlık
yüreğimde dört nala koşuşan heyecanlarımı
yakaladım yeniden
…sözsüz
yine yeşeriyor hayallerim
dinmeden senfonisi hayatın
ayazlara vurulan bir gün doğumunda
kızıl bir çığlık atmış sarı Eylül
feryat figân
damlalarını vermiş bulutlar
hüzün dolu gözlere
sökün etmiş güneşin ihaneti yerlere
yatağımda kıvranan gece
ve dökülen büyüsü yıldızlardan
hafif ıslak
biraz yanık
ve sonra yalnızlık
içinde sen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!