koyuvermiştim önüne kapının
canımı yakan her parçasını yaşadıklarımın
seyretmiştim sonra
aralayıp perdelerimi
kaldırım taşlarının çamuruna karışıp
akmasını geceye düşen yağmurla
anlayamadığım sözlerin sırrına yatan bir rüyanın
sisli görüntülerine söyledim içinden sen geçen şarkıları
dillere düşen bir hikayede sınırları sildim ülkelerden
yıldızlar düştü ayağıma birbiri ardı sıra
silâhşorun kılıcından damlayan
son kanın kokusunu çekti içine
yanıma aldım saks mavisi geceleri
büyüsünü sürüp üstüme
sana geliyorum kızıl ışıklar altında
sürükleniyor sıcağım kucağında
hediyelerim var allı güllü
günlerin bir bir sıraladığı olmazların
sana göre yontulmuşları
…seninle
bilinmez bir denklemin ortasında sırıtıyor
…sana göreler
iner balyoz gibi
basıklığı havanın içime
isterik çığlıklarında kıvranır bedenim
…gün sürer
batar dikenleri bir bir
'korku değince içinize
çıkmıyor sesiniz
siz benim olamazsınız
üzgünüm'
ne acıdır
küstahlığına yamadığı sözlerini/kustu lanetlercesine
döküldü ağzına gelen sövgüler/sıkılmak nedir bilmeden
dilinde bir eşek arısı/sokmayı beceremedi
imitasyon hayatını saklama şekliyle/yan çizdi gerçeğe
hırladı kibar sözcüklerle/çok bilmiş bir şarkının namelerinde
…ukalalık diz boyu
hayatına atılan korkunç sillesinde
anlaşılmaz bir bulmacanın
çözülmez sorusu
akıl sır erdirilemeyen
bir cesaretten arta kalan büyümüş gözler
içimde bir fırtına
çarpıyor yüzüme çağlayanlar gibi
esintisi eskilerin
sokak aralarında koşturduğumuz
kokuları çamur yolların
kırmızıya çalınan mavi ağıtlar yaktı
kan emici sensizliğinde sitemlere değiyor sessizlik
kırıldıkça zincirlerim
yalnızlık ağıtlar yakıyor/dinliyor musun?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!