çekildi kınından kamaların titrek korkaklığı
keskin solukları sanrılı aşıkların
ole! ole! ole!
bir İspanyol gülünün çığlığında
kırmızı giyerdi Carmen
al bir simetri oluşturdu suskunluğum
şehvete yenik düşen bir sen sonrası gecede
kapılar kapanırken yüzüme bir bir…sürgün sevdana
kucağına düşen o sonbahar yaprağının sarısındayım
aldanışlarımda hoyrat bir saplantı gözlerinin buğusu
inandığım her yalanda sırtlan dişleri parladı
pusuya yatmış düşmanımın
yanıldığım her doğruda biraz daha uzaklaştım
sen yoktun ben yandım
her mevsim yüreğimden içtiğim aşk şarkıları
hayatlar koydum
ta en derinlerine yüreğimin
aklıma her geldikçe sızlarım inceden
yağmurlara inat süzülür yaşlarım derinden
rast makamında bir aşk çalar kapımı
…durmaksızın
vâkur bir edayla
soyundu düş
eprimiş bir melodide
süzüldü hüznün koynuna
yılan bakışlı bir gecede
çok yönlü bir sevdanın içsel çöküşündeki hiçliğin
sitemlere yazılmış serenatlarının tutuşturduğu bir yangında
kırılan yürek parçalarından sızan kanla çizilen bir tablo
içimdeki aşkın dışavurumu
kutsal suyun tılsımında soyunuyor mahremiyeti dil değmemişliğin
anamı koydum bağrıma
taçlar ördü başıma dualarıyla
yıldızlara dokunup dilek tuttum
ak düşmüş saçlarına bağladım bezleri rengarenk
üstünü örttüm masumiyetin sevgiyle
umutlarımı verdi ellerime
ne kadar önemli nereye gittiğin
yokluklara açılmış bir evrende
ve kime ne yaptığın
yol alırken hoyrat bir rüzgar yanında
çalıştıkça ulaşmaya ideallerine
kandırılmış saatlere kazındı kızılı
ayrılık rüzgarlarından süzülen
sefil yaşamların
aslolanın ne olduğu
asla bilinmedi
kelimeler/ sessiz seslere gebe
suskun saatlerde
yediveren gülleri bekledi
kapı eşiklerinde
kadın gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!