bir öpücük kondurdu yanağıma
serseri öyküler
yenik düşmüş başıboş özlemlere
gizemlere salıp imgeleri
bir yakarış daha görünmezlerin kucağında tanrıya
yaprağına sinmiş
kokusuna kondu
sevdanın yürek
damlayan kanıyla
kızıla döndü aşk
ağrılı günün incinen yağmurları
dökülüverdi içime
kapalı pencerem
ve örtük perdelerim sımsıkı
şakağıma dayanmış bir tetik ucunda
kaygan bir yavşaklığı vardı bana sunduğun aşkın…bilemedim
ıkına sıkıla girdim koynuna tüm alevimle
…ateşten bir yorgan üzerimde…yandık
sanrılı saatlerce seviştik…seviştik
…seviştikçe bağlandı dilim
doruklarından çalındı hayatımızın
tiryakisi olduğumuz düşlerimiz
üzüm gözlü dilberlerin
dillerine serildi sere serpe
şafak vakti yükseldi dileklerimiz
bulutlara tutunup
suçlamasın hiç kimse beni
en ağır sözlerle
en ağdalı makyajı sürüp yüzüme
hiçbir şey ve hiç kimseyi
zorla alıkoymadım kendimde
veda edişinde günün
damarlarımda akan inleyişi yalnızlığın
hiçsizliği getirir kollarıma
damlaları karışır yağmurun
yıpranmış kaldırımlara
karanlık çöker sokaklarına ruhumun
küçük adımlarını hızlandırdı bana doğru
suskunlukların sessiz başkaldırışına yakalanmış
yağmur damlalarının ıslaklığında kaybolan
çocukluğumun masumiyeti
artık dilimde tek şarkı
varoluşun gizeminde
dağıtıldı günahlar yüreklere
ekilen her günün tomurcuğunda
vurdu yalan yüzlere
titreyen ateşin sinsi yakıcılığı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!