Asaf Eren Türkoğlu Şiirleri - Şair Asaf ...

Asaf Eren Türkoğlu

Mutluluğu hep bir sonraki durakta bekliyorsun, değil mi? Sanki bir yere varınca her şey düzelecekmiş gibi. “Biraz daha sabret,” diyorsun kendine, “biraz daha dayan.” Ama farkında mısın, her “biraz daha” dediğinde hayat biraz daha geçiyor.

Kendini tamamlanmamış hissettiğin her anı, bir gün gelecek diye beklediğin “o ana” kurban ediyorsun. Oysa mutluluk yarım kalanları tamamlayarak değil, her eksik haliyle kendini kabul ederek başlar.

Mutluluğu başka bir zamanda, başka bir yerde aramaktan vazgeç. Çünkü bazen hayat, “bir gün” değil “bugün” yaşanır. Belki mükemmel değil, belki eksik, ama gerçek. Bugün sahip olduklarına tutun ve kendine izin ver, mutlu olmayı daha fazla erteleme.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Her sabah aynı maskeyle başlıyorum güne; gülümsüyorum, konuşuyorum, kalabalıklara karışıyorum… Ama içimde kocaman bir sessizlik var. Mutluymuş gibi davranmak, acımı gizlemekten daha yorucu artık. Çünkü herkes yalnızca dışarıdan bakıyor, kimse içimde kopan fırtınaları görmek istemiyor. "İyiyim" demek öyle kolaylaştı ki, neredeyse kendim bile inanmaya başladım. Ama geceler çok dürüst… Kimse yokken suskunluğum yankılanıyor duvarlarda. Gözlerimi kapatınca yüzümdeki sahte tebessüm düşüyor, gerçek ben kalıyor geriye: Yorgun, kırık, sessiz. Belki de bu yüzden en çok kendime yabancılaştım. Çünkü ne hissettiğim gibi yaşayabildim, ne yaşadığım gibi hissedebildim. Şimdi yalnızca alışkanlıktan yaşıyor gibiyim… Ve inanın, mutluymuş gibi yapmak, mutsuz olmaktan daha fazla acıtıyor insanı.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Nasılım biliyor musun? İçim dolup taşarken dışarıdan sakin görünüyorum. Gülüşlerim var, ama her biri bir kırgınlığın üzerine kurulmuş. Konuşuyorum, ama cümlelerimin arkasında söyleyemediklerim duruyor. Beni anlamalarını beklemiyorum artık. Çünkü insanlar hep gördüklerine inanır, hissettiklerine değil.

Nasılım biliyor musun? Bir yanım hala umut dolu, ama diğer yanım tükenmiş. Çabalıyorum, ama bazen neden çabaladığımı bile unutuyorum. Sanki aynı yarışı hep baştan koşuyormuşum gibi. Ne kadar ileri gitsem de, hep aynı yerde buluyorum kendimi.

Nasılım biliyor musun? Bazen öyle bir boşlukta kayboluyorum ki, hiçbir şey hissetmemek daha kolay geliyor. Duygularımı bastırıp sessizliğe sığınıyorum. Çünkü ne zaman içimi döksem, bir yerlere ağır geliyor. Ve insan, kimseye yük olmak istemiyor.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Ne kadar çabalarsan çabala, ne kadar istersen iste, bazen olmuyor. İnsan yüreğiyle, aklıyla, tüm gücüyle bir şeye tutunuyor ama kaderin yazdığı başka oluyor. İşte o zaman anlıyor insan: Nasipten öte yol yokmuş.

Hayatta her şeyin bir zamanı, bir sırası var. Sen ne kadar acele edersen et, ne kadar plan yaparsan yap, bazen o beklediğin şey, senin yolunda değilmiş. Gözünle göremediğin, aklınla anlamlandıramadığın bir düzen var.

Zor kabul ettim bunu. Kaybettiklerim için isyan ettim, olmayana tutundum. Ama sonra fark ettim: Nasipte olmayanın peşinden koşmak, sadece yüreğini yoruyor. Olmayanı zorla olduramıyorsun. Ve bazen, bırakmayı öğreniyorsun.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bir boşluğun içine düşer gibi bazen, sanki dünya üzerime çöküyor… Göğsümde bir ağırlık, derinlerde bir yara, nefes almakta zorlanıyorum. Sanki her şey üst üste geliyor, gökyüzü kararıyor, içimdeki umutlar birer birer soluyor.

Rabbim, yollar kapandı, ışık söndü, karanlığın ortasında kayboldum. Kimse duymuyor sesimi, yankılanmıyor içimdeki çığlıklar. Yalnızım, çaresizim… Neden bu kadar zor nefes almak? Neden kalbim bu kadar ağır? Her adımda biraz daha batıyorum sanki, her nefes bir yük gibi.

Senin kapına geldim Rabbim. Ellerim titriyor, gözlerimde yaşlar… Kalbim sıkışıyor, ruhum yoruldu. Sadece sen duyarsın bu hıçkırıkları, sadece sen bilirsin içimdeki acıyı. Sen yardım et bana, sen nefes ol, bir umut ışığı gönder.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bazı hikâyeler başlamadan biter. Henüz “biz” bile olamamışken, sen çoktan kendini o hayalin içinde bulursun. Onunla geçecek günleri, paylaşılan sırları, sıradan bir mutluluğu düşlersin. Ama hayat, bazı şeyleri yaşatmaz. Olması gerekenle olan arasındaki uçurumda düşersin. Ve en çok da hiç yaşanmamış bir şeyin özlemiyle yanarsın. Çünkü bazı hayaller öyle gerçektir ki, gerçek olmamaları daha çok acıtır.

Her şeyin mümkün olabileceği bir anda, bir bakarsın hiçbir şey olmamış. Gülüşler susmuş, yollar ayrılmış, sen kalmışsın kendi sessizliğinde. İnsan bazen yaşadığı değil, yaşayamadığı anların yükünü taşır. Ve o yük, zamanla bir yara gibi büyür. Gün gelir bir şarkı çalar, sanki onunla dinlemişsin gibi hissedersin. Oysa dinlemedin. Ama kalbin, o sahneyi binlerce kez yaşamış gibi çarpar.

Bazen de kader, seni tam mutlu olacağın yerde bırakır. Ne tamam olursun ne de eksik… Sadece ortasında kalırsın bir hayalin. Herkes devam eder, sen kalırsın. Çünkü senin için bitmemiştir. Ve o hayal, her nefeste seni biraz daha geçmişe çeker. Artık ne kadar ileri gitsen de, bir parça hep oradadır — olmamış bir hayalin en güzel yerinde, hâlâ umutla bekler.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Oysa sadece birazcık mutluluk istemiştim. Hayatın karmaşasında bir anlık huzur, kalbimde taşıyabileceğim küçücük bir sıcaklık... Ne büyük hayallerin peşindeydim ne de imkansız rüyaların. Sadece var olduğumu hissettirecek, kalbimi ağırlaştırmayacak o hafiflikten bir parça arıyordum.

Ama her bekleyişte bir şeyler eksildi benden. Sabırlı olmaya çalıştım, her defasında içimdeki umudu biraz daha kırdım, belki bu defa olur dedim. Beklentilerimi küçülttüm, isteklerimi azalttım, sadece yaşamaktan bir parça keyif almak istedim. Fakat o basit mutluluğu bile bulamadım.

Etrafımdaki her şey sanki beni daha da yorgun kılmak için bir araya gelmişti. Mutluluk, uzak bir ışık gibi sadece göz kırptı, ama her seferinde ona ulaşamadan elimden kaydı. İnsanlar gelip geçtiler; bir anlık varlıklarıyla içimi ısıtır gibi oldular, ama o da yetmedi. Geçip giden dostluklar, yarım kalan sevinçler, yolda bırakan sözler… Onların bıraktığı boşlukları doldurmak için, ben daha da eksilttim kendimi.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Sen bana sadece gelmedin, sen bende kaldın… Bir yabancı gibi değil, yıllardır içimdeymişsin gibi. Her düşüncemin kıyısında adın vardı, her yalnızlığımın merkezinde sen… Bazen bir kokuda, bazen bir melodide yürüdün içimde. Ruhumu giydin sanki; ben senin gözlerinden bakmaya başladım hayata, senin sustuklarınla sustum, senin kırıldığın yerden kırıldım. Tenine dokunmadım belki ama ruhunla sarıldın bana… Ve anladım, bir kadını en çok ruhuyla sevmeli insan. Çünkü ten geçer, zaman eskir, ama bir kadının ruhu kalır sende… Onunla ağlarsın, onunla gülersin, onunla dağılır, onunla tamamlanırsın. Sen bendeki boşluğa oturan bir dua gibi oldun. Ne eksik ne fazla, tam yerinde… Ve ben artık senli bir hayatın içindeyim; sen yokken bile seninle, seninle bile kendimden uzakta… Ama hep içimde, sessizce, derinden… Bir kadın, ancak bu kadar ait hissedilir.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Hayat bazen öyle yükler bindirir ki omuzlarına, taşıyamayacağını sanırsın. Her şey üst üste gelir, içinden çıkılmaz bir hâl alır. Yorulursun, tükenirsin, isyan etmek istersin… Ama sabredersin. Çünkü bilirsin ki, her karanlığın bir sabahı vardır.

Sabreden cennettedir derler. Belki de bu dünya, sabrı sınama yeridir. Kaybettiklerin, sustukların, içine attıkların, yaşarken öldüklerin… Hepsi bir imtihan. Ama yine de direnir insan. Çünkü bilir ki, sabır acıdır ama sonu her zaman huzurdur.

Her şeyin bir zamanı var. Kalbini kıranlar, seni yok sayanlar, hayallerini yıkanlar… Gün gelir, yaptıklarının ağırlığını taşımak zorunda kalırlar. Ve sen, içindeki yaralarla bile dimdik ayakta kalırsın. İşte o zaman anlarsın: Sabreden gerçekten kazanır. Çünkü sabır, seni tüketmez… Seni güçlendirir.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Dayandım. Sustukça içimde bir şeyler büyüdü, kırıldım ama toparlandım, yutkunarak geçiştirdim her şeyi. Ama artık olmuyor. Artık içimde ne susacak güç kaldı ne de görmezden gelecek hâl…

Sabrımın sonundayım. Anlayış gösterdiğim her şey bana yük oldu, görmezden geldiğim her şey içimde birikti. Bekledim… Belki değişirler, belki anlarlar, belki düzelirler dedim. Ama değişen hiçbir şey olmadı, değişen sadece benim tükenen sabrım oldu.

Bana "Güçlü ol" dediler, "Sabret" dediler. Oysa kimse sormadı, "Daha ne kadar dayanabilirsin?" diye. Herkes benden alırken, kimse bana "Sen iyi misin?" demedi. Ve işte şimdi buradayım… Son noktadayım.

Devamını Oku