sabahın aydınlığında gün başlarken
ıslanmış bir gül rengi pembe
parıldayan damlalar üstünde
ilişmiş bahçenin bir köşesine
mutluluk saçan tatlı dikenleriyle
boynunu bükmeden
yaşlanınca duvar olur dostum
yataklar kucak açar
ayaklar taş bağlar
hayatın dibine...
baston eş arar kendine
kartal yuvasında
yavru...
yağmur damlasında
yolcu...
umut kazanında
kepçe...
yedi oldu yaşım
okula başladım
elimde kalemim
okulumu sevdim
sınıfa girdik
birbirimizi gördük
toprak gibiydi gözlerin
umut ekiyordum
gönül mevsiminde
suluyordu sözlerim
donmuş köklerini
mehtabım ol
her yola çıkışım sancılı bir beyaz kâğıt konur önüme
her sütun her satır doldurulmalı demiş ecel
noktası ondanmış meğer
adım soyadım yaşım
önemi yokmuş aslında öylesine sorarmış
adını duyuyorum ama tanımıyorum kendisini
şiir güdüyorum bozkırın yaygısında
nokta nokta kaval sesi
tırmanıyor yamaçları
harfler ıslak harfler yakınsak
hayallerimin kaçışını izliyorum
tozlu patikalarda
sabır bir yere kadar noktalı virgül;
sonrası nokta.
daha sonrası üç nokta...
çıkar kınından kılıçlar
vurur sözcükler kelleyi
sonu noktalar...
aşkı öteledik
ikimiz de gidiyoruz
göçmen kuşların kanatlarında
aşkın sıcaklığı kalmadı
bizim odamızda...
ayrılık vakti gelmiş
odalar boş
ayakkabımı arıyorum
yontulmamış saatte
bir türkü tutturmuş dilim
ılık düşler serili ipte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!