yumağımda otoriteler var
öpüyor yanağımdan üyeleri
iletişim tellerim gerilmiş
kopacak dokunsan
toplantılarından mesaj yağar
önüne bak yönüne bak
içimde hasret var üşüyen
yüreğimin odaları soğuk
ağlıyorum bahar yıllarıma
bir kuş uçuşuydu
beni ayazlarda sorgulayan
Kâğıtla oynuyorsun hüzünlü
Dizelerin ağladı ağlayacak
Bulutla oturuyorsun gönüllü
Dizlerin ağrıdı ağrıyacak
Karanlık mı anlattıklarımız
Günün aydınlığında
bir hüzün çökmüştü o sabah
dalgalar durulmuştu denizde
güneş küsmüş saklanmıştı
ağlıyordu sanki bulutların ardında
dallar bomboş ötmüyordu kuşlar
insanlar sessiz bakışıyordu
yamalı düş bohçamı açtım
pullu gece aydınlıklarına
zifiri karanlığa inat
hiç göğe çıkamadım
sakız yapıştı ayaklarıma
hep düşüşteyim
gönül ayrılıklarım kâğıda tünedi
vicdan muhasebesinde kaçıklıklarım
sözüm kısaldı ömür penceresinde
bahar yangınında yoldaşlarım
feleğin ebedi istirahatgâhı yüreğim
sillesinde gözyaşı gongu yirmi dört saatin...
Yaşam “sen” kokuyor
Acı dumanı içime çekerken
Buğulu pencerenin asi çocuğu
Biletim yalnızada’ya gidiş dönüş
Kardan beyaz duvarlara yazılan ismim
Gecenin saflığında beni yoklayan sahte düşlerim
kayalık şehrin ayık otu gibi özgürlük
dünyaya kaptırmış kendini
matem korosunda şef gözyaşları
yalın ayak oynuyor sokaklarda
sırlar saklı beşinci mevsimde
oyunlarda yitik yıllar ebe
ben bir papatyayım
beyaz bir eteğim var
ellerine konayım
sen falına bak
ben ağlayayım
koparmayın beni
bahar patikalarında meşale tutan gönlün
sır çalmaya gelmiş yeşilden
düşler yalpalıyor dilinde
sevinç atmosferinde damlalar
vuruyor tenine
umut ağacında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!