sofraya giden yaşam yolları çetrefilliyse
gece ışıltısında suya değer ayağın
gözün döner fenere
her seste bir yudum ekmek
düşer torbanın dibine
suyla berekete dönüşen sevdan
ömür denen teknede
garip yolcusun
ne asıl küreğe
ne yutkun reise
yolun sonunda
bir dalga kıldan ince
elenmede ruhum
boyumun ölçüsünü alanlarda
takla atar
elemler
parmaklar ezik
sessiz gelgitlerde
beni gerdi arsız ruhum/vitrinleri taşıran gölge
saray kapısından sızmayan gürz/afacan bir bilmece
topacı örümcek ağında/uykusu yastığında yarasa
bütün erkler alabora/suyun rengi bulanık payda
uzun masallar sözlenmiş/rüyanın ortasında dava
ayyaş dilekler tırmalıyor/tenim fidan bahar yelinde
ruhum aynalarda bitik
soğuk kuyunun sarkacında bedenim
azığımı kemiriyor geçmiş
iki duvar arasında karanlık düşlerdeyim
yüzümün nidaları bulutları ağlatırken
ömrüm madalyalardan yitik...
sevgi ruletine düştük
ne ağladık ne de güldük
aşk masada bir kumarmış
defteri anında dürdük
ömrüm boşa harcandı
dilim boşa yundu
yolum doğruydu
kim anladı
kendime yetmek
yetmezdi
sana koca şehri verdim
caddeleri gül kokulu
sokakları masum
sana koca şehri verdim
öp elini!
zulmün dolaşıyor oyunumun orta sahasında
kırbaçlanan zamana direnen kuytulardaki gözyaşları
özlemlerimi suya yazmıştım dalga götürmüş
düşlerimi bıraktım saklambaç oynuyor ayda
sevdiklerimi kuma çizmiştim rüzgâr örtmüş
tek kale maçında saksağan renkleriydi kale direkleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!