bazı geceler çok sessiz
uykuları bölen
sanki etraf cephanelik
düşüncelerin karmaşıklaştığı
kokusuz çiçekler demeti
saplantıların yoklandığı
üşüyorum anne...üşüyorum...
uzat ellerini
koy yüreğime...
fırtınalardaki gemim
yol alsın düşlerime...
dün yine elimden kaçtı zaman
hangisi ağırlıktaydı
hüzün mü sevinç mi
buz gibi de hüsran
bir acı gerçek vardı
ömrümden çalmıştı utanmadan...
kırık düşler var gecelerimde
illüzyonist seyrederim sanki
yüzlerce romanın bir sayfası
açılır kapanır hızla
hangisi gerçek hangisi yalan
toplamak isterim o sayfaları
yaşamın zincirleri kopmuş salıncağında
sallanan umutlar
örümcek ağı kadar ince basit durağan
yaşlanmış yüz hatlarında sayılan kırışıklıklar
derinliği bilinmeyen bulanıklık
işlenmemiş oniks duvarlarda
ülkeler coğrafyası gibiyim
hüzünlerim toprak toprak kahverengi
sevinçlerim ıslak ıslak maviden
umudum çalar yer yüzü yeşiline
bezekli gökyüzü geleceğim
yaşam kısa bir gökkuşağı
zamanın kıskacında kıvranırken ümitler
saklanmış kara bulutun ardına kimbilir ne düşler
kurcalarken çeşmesini kara bulutun
damlalar eklenir birbirine sele dönüşür
köprüsünü yıkarlar gerçekle hayalin
bir boşlukta uçar şimdi
önemin yok benim için
açık ara yol alsan da ummanlarda
bir dalgana çarpıp geri dönerim
mavilik senin olsun
serinlik senin olsun
derinlik senin olsun
değmeğe gör toprağa
sıcak mı sımsıcak gelir
senin bedenin soğumuş olsa da
sarar seni sonsuzluğa
tarar saçlarını okşar yüzünü
misafir edasıyla...
işim var gökyüzünde
uçurtmanın en önünden
yer ayırttım kendime
mavinin çılgınlığına
kapılmış gidiyorum
kuyruk sallıyor yeryüzüne
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!