Fikri sığdır, beyni cüce
Kendin devle bir eş görür.
Yüzü olmuş zifir gece,
Hiç sönmeyen güneş görür.
Lafa gelse yiğittir be!
Abdest, namaz Allah borcun
Kula borcun ne edecen?
Hile hurda işin gücün,
Cennete sen mi gidecen?
Benim Rabb’im adil Rab’tır,
Ruhumu yatırdım ben teneşire
Yıkadım, yıkadım paklayamadım.
Nasıl bulaşmışsa bu kadar kire
Kırk tasla su döktüm aklayamadım.
Sardım, kefenledim kırgın sevdamı
Aklım idam mahkûmu can verir her şafakta
Beynim dipsiz bir kuyu, sonu bekler amakta.
Hükmü geçmez zamanın ruhumun saatinde
Ruhum bir göçmen kuş ki o da son takatinde
Türk’üm dedim, ırkçılıkmış,
Vallah bunu bilmiyordum.
Diğerleri farklılıkmış,
Vallah bunu bilmiyordum.
Türk’üm dedim, günahkârım (!)
Beş bin yıllık bir hikâye
Şu âlemde şer tükenmez
Hürriyetse büyük gaye
Oğuzlarda er tükenmez
Metehan’ım çığ eritir
Türküler beni söyler,
Beni anlatır
Bir dem hoş eder kalbi,
Her dem ağlatır.
Yürek ne, sevda ne bildim bileli
Türkülerim sustu benim,
Ne kavalım inler dertli dertli
Ne sazım sırdaş artık bana.
Turnalar selamsız geçer göğümden
Sunam derin uykularda şafaklarca süren.
Demir dağı eritti
Binler çeri yürüttü
Düşman kökün kuruttu
Bilge Kağan Kurtları
Dönmediler hiç geri
Tut ellerimden öğretmenim
Uçur beni gökyüzüne
Bir uçurtma misali rengarenk
Tut elimden rüzgarlara karşı dimdik
Yükselt en yükseğe
Yükselt en yüceye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!