Aklım idam mahkûmu can verir her şafakta
Beynim dipsiz bir kuyu, sonu bekler amakta.
Hükmü geçmez zamanın ruhumun saatinde
Ruhum bir göçmen kuş ki o da son takatinde
Altay’ın zirvesinden Nuhça bir tufan koptu
Cihanı kendisine yurt yaptı, vatan yaptı.
Oğuz’un börüleri koştular çağdan çağa
Ne haine aman var ne de zalim alçağa
Türk’üm dedim, ırkçılıkmış,
Vallah bunu bilmiyordum.
Diğerleri farklılıkmış,
Vallah bunu bilmiyordum.
Türk’üm dedim, günahkârım (!)
Beş bin yıllık bir hikâye
Şu âlemde şer tükenmez
Hürriyetse büyük gaye
Oğuzlarda er tükenmez
Metehan’ım çığ eritir
Türküler beni söyler,
Beni anlatır
Bir dem hoş eder kalbi,
Her dem ağlatır.
Yürek ne, sevda ne bildim bileli
Türkülerim sustu benim,
Ne kavalım inler dertli dertli
Ne sazım sırdaş artık bana.
Turnalar selamsız geçer göğümden
Sunam derin uykularda şafaklarca süren.
Demir dağı eritti
Binler çeri yürüttü
Düşman kökün kuruttu
Bilge Kağan Kurtları
Dönmediler hiç geri
Tut ellerimden öğretmenim
Uçur beni gökyüzüne
Bir uçurtma misali rengarenk
Tut elimden rüzgarlara karşı dimdik
Yükselt en yükseğe
Yükselt en yüceye
Kim sana güvenmiş , ben güveneyim.
İki karışlık, üç kuruşluk dünya
Sen gibi köhne, aciz, viraneyim
İki karışlık, üç kuruşluk dünya.
İşin, gücün yalan dolan değil mi?
Ben bile tanımaz oldum kendimi
Elin umrunda mı sorsana hele
Yıktı harap etti gönül bendimi
Selin umrunda mı sorsana hele
Yılların altında toz duygularım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!