Nere diye sorma sakın
Gidiyorum sessiz, sensiz
Menzil uzak takvim yakın
Gidiyorum sessiz, sensiz
Dünya denen bu dergâhta
Bir yorgun yürek
Bir sessiz çığlık
Kulaklar duymuyor
Gözler yanıyor
Her sabah doğsa da gülerek güneş
Ne yürek dinlenip
Yüreğim çığlık çığlık
Nefesim sessizlikle.
Sol yanım senle dolu
Her yanım sensizlikle.
Gönül kanatsız bir kuş
Zaman ilaç derdiler hep
Bende neden dinmez yara
Yıllar tek tek vurdular hep
O duvardan bu duvara.
Takvim hançer, saat mızrak
Öyle bir devir ki yavrum bu zaman
Tazıya kaç tavşana tut diyen çoktur.
Aslana gülenler çakala hayran
Kurda it, itlere kurt diyen çoktur.
Anayı beğenmez, atayı bilmez
Zamanla unutursun diyorlar
Yaranla unutulmuyor,
Gecenin karanlığı da derman değil
Şafağın yâranlığı da.
Gün de küskün bana
Güneş de,
Hiç mi özlemedi gözlerin beni
Bu kadar mı büyük bana nefretin
Ben ise ararım gece, gölgeni
Bağrımda cehennem senin hasretin.
Bırakıp da gittin alev ateşe
Hangi özleyişle
Hangi bekleyişle
Basayım tuz dolu yarama
Tuz küllerini.
Gidişindi ruhumu ardın sıra
Kementleyen
Adın türküydü dilimde,
Unuttum her bir sözünü.
Yoksun artık hayalimde
Şeytanlar görsün yüzünü
Dokunmaya kıymaz idim,
Tükendi tüm sözcükler, elifim noktalandı
Ne gönlümde ilk çöküş ne de bu son talandı.
Göçmen kuşlar misali bahardı tüm muradım
Takvimlerim karıştı, kara kışa uğradım.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!