Bir bakarsın kuşlarda gitmiş
çocuklarda
sokaklarda hüzün kol geziyor
zifiri karanlık
zengin fakiri eziyor da eziyor...
Bir bardak demli çayın buğusunda
kurulur dostluklar
sohbetlere kucak açılır
etrafa gülücükler ve neşe saçılır...
Kaşığın şıngır mıngır sesi
Kurban olurum
çocukların bir damla göz yaşına...
her tarafta yağmur çamur
her tarafta kan ve göz yaşı
nasıl ağlamasın bebeler
Bir çocuk öldüğünde
aynı acılardır ruhumuzu titreten
boğazımıza düğümlenen
bizi geri geri iten
insan yanımızdır aslında
yürekten yitip giden...
Çiçekler açsaydı güzel güzel
bir de gelseydi şu bahar
ceylanlar seke seke kaçsaydı
kurtlardan çakallardan...
Bir ömür;
insanın yüreğinden bile dar
bu izbe sokaklarda nasıl geçer
nasıl giyinir, ne yer, ne içer
bakmayın pencerelerinden içeri
ta ezelden beri hanelerde hüzün var.
Hacı Tuğrul
rahmetli babamın meslek arkadaşıydı
seneler önce göçtü gitti
hızlı yaşayıp genç ölenlerden...
Annesi küçük Batuhan'a ve kardeşine bakkaldan iki adet dondurma alıp hızlıca eve getirmişti... Dayanamamıştı Batuhan'ın ve küçük kardeşinin ağlamalarına sızlanmalarına... Batuhan dondurmanın kağıdını yırtamayınca, annesi kağıdı çıkartır ve Batuhan'ın eline verir...
O sırada sineklerde sekizinci hisleri ve duyargaları ile durumdan haberdardırlar... Dondurmanın o çekici tadı ve kokusu hemen fark edilir sinek zibidileri tarafından... Dondurmaya doğru pike yapsalar bir dert, yapmasalar bin dert, dondurma ziftleneceğiz derken hayatlarından da olabilirler...
Bir Edebiyat Sitesi Nasıl Yıllarca Ayakta Kalır Nasıl Yaşatılır
Bir edebiyat sitesi tabi ki en başta, bağlı bulunduğu ülkenin edebiyatına ve şiirine azami derecede katkı yapmak için kurulmuştur. Her zaman edebiyat sitelerinde para ikinci plan olarak düşünülse de günümüzde paralı üyelik sistemine geçmiş bir çok edebiyat sitesi de bulunmaktadır. Yanlış anlaşılmasın bunları asla kınayamayız. Zaten paralı üyelik de zorunlu değil, isteğe bağlı bir durumdur...
Evet hani şu meşhur Rıfat Ilgaz’ın yazdığı Hababam Sınıfı filmlerinden bahsediyorum. Komedi Filmlerinin sıralaması yapılsa ilk ona ilk beşe bile girer, bazılarının düşüncesine göre, ama aslında milli eğitimimizin içler acısı durumudur ortaya konan.
Hiç de güzel ve olumlu bir örnek değildir. Güdük Necmi tiplemesinin yazarın kendisi olduğu rivayeti vardır. Özel okulda babalarının paralarıyla okuyan şımarık çocuklardır tamamı... Sigarada içerler, kopyada çekerler, haraçta alırlar zaman zaman. Bir kaç tane güzel cümlede vardır illaki içinde ’’Okul dört duvar ile çevrili bir yer değildir sadece.’’ gibi...
Sanırım ilk defa yetmişli yıllarda Ankara’da bir açık hava sinemasında seyretmiştim, çocuktuk o zaman çok gülmüştük o çocuk halimizle... Fakat şu da bilinmeli İnek Şaban tiplemesi yüzünden son elli senedir hiç bir baba çocuklarına ’’Şaban’’ diye isim vermemiş. Bu ne kadar acıdır aslında... Herkes birbirine pis pis şakalar yapar. Öğretmenler Odasında bile sigara içmekten çekinmezler. Öğretmenlerine aşk mektupları yazarlar... Aslında bu filme kahkahalar ile değil de acı acı gülünmesi gerekir diye düşünüyorum...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!