Gözlerine bakınca, riyadan eser yoktur
Filistin'de de doğar, aynı tipte bebekler.
Ağlamasalar bile gözlerinde nem çoktur
Az şey isteseler de güzeldir kelebekler.
Bir çocuk sevgisini, verir durur insana
''Tüm dünyada milyonlarca göz bu düğüne kilitlendi. İngiliz kraliyet ailesinin gözde bekarlarından Prens Harry ile eski oyuncu Meghan Markle'ın düğününe bir saatten az zaman kaldı.'' DÜN Kİ BASINDAN
Tüm dünyanın gözü kulağı bu düğünde imiş. Böyle bir genelleme yapmak ne kadar doğru bilemiyorum... Benim gözüm orada değil mesela... Kapıcı Remzi'nin de gözü orada değil. Çöplerden kağıt toplayan Himmet'in de gözü hiç orada değil, o da ekmek derdinde... Üniversiteye hazırlanan binlerce öğrencinin de hiç umurunda değil yılın düğünü...
Beni ne alakadar eder İngiliz Kraliyet Ailesinden Prens Harry ile Meghan Markle'nin düğünü? Kendi düğünümde kurtlarımı döküp eşim ile dünya evine girdik zaten... Çaldık oynadık kendi yarı çapımızda akrabalarımıza ile, eşimiz dostumuz, arkadaşlarımız ile...
Gözyaşının rengi yoktur;
Nerede akarsa aksın,
İster Filistin'de,ister Çeçenistan'da,ister Irak'ta,
İsterse arkandan yüzbinler baksın.
Acının miladı Habil'le başlar,
Artık yerine otursun taşlar,
Ağlar mısınız siz de yüreğiniz sızım sızım sızladığında? Ben ağlarım, ağladım da hem nasıl hem de nasıl... Gözyaşları yüreğin dezenfektanıdır adeta. Ondan daha güzel yüreği yıkayan, ruhu huzura erdiren başka bir madde yoktur...
Ben kimseden saklamasam da göz yaşlarımı, bazı zaman yalnız ağladığımda olmuştur. Ama en güzeli de ne biliyor musunuz, ağlayacak bir omuz bulmak, kadın ya da erkek fark etmez. Bir çok kimse ile mezhebine, meşrebine bakmadan birlikte gülersiniz, kimi akrabanızdır, kimisi yakın arkadaşınız. Oysa ki beraber ağlayabildiklerinizdir sizi en çok sevenler, en yakın, en sağlam dostlarınız...
Ağlamaz mısınız Güneydoğu’da şehit olan civanlarımıza? Ağlamaz mısınız, yolda hunharca dövülen sonrada katledilen kadınlarımıza? Ağlamaz mısınız eline silah verilip savaşa alet edilen mini mini bebelere?
Gözyaşlarınında Tuzlu Olduğunu Kitaplardan Öğrenmedik
Zamanın kanatırcasına, kanırtırcasına vurduğu darbelerden,
Sendeliyorum ara ara...
Ahhh!!! Sühandan, kalbimi kırmayacaktın,
''Düşürdüm denizlere atlastan düşlerimi
Saklayıp gölgelere astım gülüşlerimi.''
Adem Efiloğlu
Gülüşlerini bıraktılar şehrin varoşlarına
ayakları çırılçıplakken
arabesk bir hayatın yağız delikanlıları
başı yemenili kızlarıydılar
şehir bekliyordu pazularını şişirerek
çimenlerime basmasınlar, ağaçlarımı kesmesinler
Günaydın güzel dünya, günaydın tüm insanlar;
Bugün mutluluk dolsun, saçlarım olsa da kar...
Sevgi bazen yüceltir, yerden kesilir ayak;
Gözün kimseyi görmez, bazen yaparlar kıyak...
Gündüzleri espri yapar,
Geceleri,tarih okur ağlarım.
Düşünürüm dalarım,
Gönlümün tellerine dokunur,
Yüreğimi dağlarım;çıkamam işin içinden.
Adı üstünde işte güneş gözlüğü... Demek ki buradan şu tespiti, derin analizler sonucunda çıkartabiliriz sanırım. Güneş gözlüğü bizi zararlı güneş ışınlarından korur, bir de karizmatik yapar. Ay ışığından ise kesinlikle korumaz, gece gece güneş gözlüğü takıyorsanız, birisi sizin ile kafa yapmış ya da saflığınızdan takıyorsunuz demektir...
Ya da kadrolu bir ajansınız gece gece güneş gözlüğü takıyorsanız. Başkanın adamlarından mısınız yoksam? Amaaan bana ne canım ajansanız ajanlığınızı bilin siz de... Ne güzel parıldar ay dede gökyüzünde, dede derken, çok eski tarihlerden beri dededir yani bu ay dede, gençliğinde bile dedeydi... Bebebelikler onu hep dede olarak bellediler, bildiler... Bir tek elinde bastonu yok, bir de sakalını göremezsiniz yani...
Hem ne demişler ''Güneş giren ev girmez deve.'' yok yahu öyle değildi galiba karıştırdım. ''Güneş giren eve doktor girmez.'' Desene güneş parıldadığı zaman gökyüzünde, doktorların işsiz kalma riski var... Demek ki doktorlar güneşi hiç sevmezler... Bu da saçma, niye sevmesinler ki güneş bir taraflarını yaktı mı insanların yine gidecekler doktorlara...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!