karanlıkta önüme çıkan belirsizlik,
adını yazdığım pusula,
tek korktuğum,
hep korktuğum,
sesine koşmak…
istanbul’a benziyorsun,
Kara gözlüm
Hangi ara yüreğime yürüdün
Lal olur dudaklar lal oldu sözler
Ruhumu kör bıçakla ikiye böldün
Bıçak mı hançer mi o kara gözler
Ürkek bir kelebeğin kanadı gibi
Uçuşur ellerin şehirlerimde
Kuşatır her akşam bir rüya gibi
Yürüsem zamanın dehlizlerinde
Sesini saklayan hangi âlemdir
Ne yana dönsem kırılgan bir günün kıyısında
Nasıl da tutuşturur teninde yüreğimi
Perdeler kanatları bir yoksulun evinde
Bin parçaya bölüyor ağlayan yetimleri
Ne yana baksam kırılmış bir gülün kanadında
aylardan mayıs;
günlerden ne bilmiyorum
bir yağmur yağdı içime beyaz şarkılar çalan
ılık bir rüzgârdı yapraklarıma dokunan
biri vardı ellerimi tutan;
biri vardı adsız bir çiçek gibi,
Her basamak taşa bağlanmış bir ayak sanki
Kalbi vardır her taşın gizliden kanayan
Pervasız bir çift ayak yanımda durur
Yankılanan sesin yüzümde kalır
Yüreğimde karanfil olur ellerin
Dokunamıyorum bir gezgin gibi ellerine
Kadehimde şarap ile iz sürerdik damarlarda
Damar damar, öfke öfke varırız bir günaha
Bir yol bulup yüreğime yıldırım düştüğü yerde
Vahşi bir hayal işte ha Leylasın ha Züleyha
Dökülen bir takvim yaprağında duruldum
İçimde filizdi bağ bostan olmuş
Kırılır dallarım toprak kurumuş
Tükendi umutlar bu dem son bulmuş
Sevse ne olur sevmese ne olur
Kabil misin bendeki duygunun tarifi sen
Ölümü sorgulayan bakışın sularımı yakarken
Toprağa akıttığın her damla bende iken
Âdemi incittiğin yerde misin sen
Havva’nın yüreğine girizgâhtır teselli
Bir türkü çalar hicranla dolu ki
Ben o türkünün neresindeyim
Ölmek istiyorum gözlerinde belki
Ben o gözlerinin neresindeyim
Hangi gecenin rüyasında ben yokum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!