En zavallı anımda uyanınca başlar hayat
Bir şafağın ucunda tavan çöker üstüme
Bilir misin sensiz geçen geceler kaç saat
Anlatsam anlamaz yaralı ceylandır hayat
Göreceksin bir gün ruhumun çöllerini
Dokunduğun yerde başlar hayatım
İltizamlı bir toprağım şimdi
Tek solukta devrildi ağaçlarım
Haddini bilmez yaprağım şimdi
Nasılsa gün gelir unutulur zaten
Ötelere kapalı siyah gözlerini aç
Dudağımda dudağının izleri kaldı
Delirdi gecelerim sevgiye muhtaç
Senin de bende yüreğin vardı
Kapattım yüreğimin son kapısını
Yazdığın son mektup elimde gülüm
Her satırı bende saklı duruyor
O meyus suskunluk ne de ellerin
İçimde yalnızca gözlerin uyuyor
Ne yokluğun bende baki kalacak
İçimde filizdi bağ bostan olmuş
Kırılır dallarım toprak kurumuş
Tükendi umutlar bu dem son bulmuş
Sevse ne olur sevmese ne olur
Kabil misin bendeki duygunun tarifi sen
Ölümü sorgulayan bakışın sularımı yakarken
Toprağa akıttığın her damla bende iken
Âdemi incittiğin yerde misin sen
Havva’nın yüreğine girizgâhtır teselli
Bir türkü çalar hicranla dolu ki
Ben o türkünün neresindeyim
Ölmek istiyorum gözlerinde belki
Ben o gözlerinin neresindeyim
Hangi gecenin rüyasında ben yokum
Saçlarına örgü olsam gül olsam
Güneş olsan zifirime ne yazar
Yar ben seni iklim iklim arasam
Dört mevsimim bahar olsan ne yazar
Kara kışım zemherinin soğuğu
Gölgemiz kısalır; batanı güneş sanırız
Kalsak da çırılçıplak dağlara güveniriz
Hep çocuk kaldık biz büyüdük sanırız
Kundaklayıp sonsuzluğu, yeminmiş sanırız
Yan yana yürürüz; üstümüze sefalet yağar
Sen: Dağ yamacına taze yağmış kar
Şiir yazan ellerime dokunan kalemsin
Sana giden yollar kapansa ne çıkar
Yüzümde dolaşan serin bir yelsin.
Sen: Kirpikte çiğ, dudakta kan damlası




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!