Sonra bir gün
Yalan da olsa
Kapımı çal
Ellerin pervazlarım okşasın
Sabahlarım olsun gözlerin
Çakıl taşlarına bıraktığın izler
Hani diyorum
Bi çıkıp gelsen
Elinde umudun
Üzerinde beyaz elbisenle
Yüzüm sana dönük
Bir sokak lambası altında
Ağlarsa bir bahçe bir damla suya
Bülbüle inat güllere sor beni
Katranlı yüreklerde can veren asuya
Yaralı bir kuşun kanadına sar beni
Yüzüme bakarken bile fırtınalar koparan
Anla ki hiçbir şeydir yaprak yaprak sözlerin
Anla ki ne çok şeydir damla damla gözlerin
Göğsümün kafesinde bir kuş çırpınışıydı
Sözlerin ve de gözlerin bir muamma savaşıydı
Bir günahın zerresine gözlerin düştü yekten
gözleri dünyama kayan yıldızlar grubu
tutuşan bir alev, bir su gibi geceden
bir hançer at boynuma inceden inceden
çek bağrımda kana susamış çiçekleri
adını bağırsam mı kor dudaklı heceden
Ne kadar zamandır tufanda bekliyor ruhum
Elbette mizanda benim de duyulur ahım
Köpük köpük bir duvara çarpar gibi dalgalar
Çakıl taşlarına döndüm; bilmem neydi günahım
Tufan koptu; çatladı ve yıkıldı dünya
Kirpiğine can veren yağmurlar nerde gülüm
Göğün hangi katına gözlerin vurur senin
Oysa kaç ırmak kabardı içimde gülüm
Taşıyor bedenimi karanlık gözlerin senin
Senin her nefesin bir fırtına koparır
Sen gelince kuşlar geliyor pencereme
Ürkek depremler gibi mecalsiz
Bülbül sevdaya ağlıyor her gece
Papatya kokusu birde
Sen gelince kanatları kanıyor kuşların
Güvercinler avuçlarımda
Ben sükunla savaşıyorum çırpınarak
Bir ejderhanın boynunda asılı kalmış hayat gibi
Bütün günahları içine atılmış bent olmuş sanki
Gittikçe ağırlaşan günahını taşıyorum
Ben burda acıyım
Ben burda kiracı
Okyanusları versem, gözlerin kadar
Manasız bir ebru olsa sonsuzluğuma
Kavruk bir beden mahzun, derbeder
Taşır mısın gölgeni susuzluğuma
Sensiz nefes almada musalladır karanlık




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!