Yürüyorum ve hâlâ üşüyorum,
Sese çevirdim başımı,
Gücüm yetmiyor..
Müstehzi bakışlarda,
İçimde ezilenler..
Öldü herşey, öldü vicdan denen şey..!
Nefesi ağaçların kesildi,
Su, hiç uğruna israf edildi,
Zevkler uğruna hayvanlar post edildi..
Kelimeler sussun,
Odalarıma sığındım,
Kapımı kapattım,
Sesleri duymadım,
Görüntüleri göremez oldum..
Dostumdan kaçtım,
Sabrım iftiralarla pişti,
Konuştukça küçüldü insanlar,
Kendime pay kaptım doğruluktan,
Kaldıkça yalnız anladım köreltmiş beni yalnızlık çoktan..
Saçlarıma kişi erkenden yağdırdı dünlerim,
Doğrusu ne bilemedim,
Ayrılık gelse miydim,
Gelse yerine koymalı kendimi,
Kayboldum içinde yok oldum..
Doğrusu ne bilemedim,
Cenindim oysa rahimde,
Örtülü, hapis anneye muhtaç..!
Gözleri dünya hapsine açtım iradeyle,
Büyüdükçe biz nankörlüğe aç..!
Yirmialtı kısacık yıl,
Gönlüm kafesi içinde ağlarım,
Kesildi bir an, kulağımdan sedalar,
Hüznün muharririyim,
Bana gelen tüm sesleri susturdular..
Göğsümde söndü hüznün ateşi,
Yaşlı, gözler sürmeli,
Yaşlı, beden kederli,
Yaşlı, tarumar kalbi,
Fikirler yorgun, ümitsiz..
Dert bulunmaz nedendir ?
Bu kaçıncı ihtar dönüş yoluna,
Zaman yarınımdan makas aldı,
Kadere değil, kadercilere dargınım,
Kapattım, ömrümün geçmişe kapılarını..
Gücümü mazide tükettim,
Şu üzerimdeki lekeyi atmalı,
Hatam tohumları yeşermeden,
Veballer altında eziliyorum,
Küstahça kendi vesveselerimden..
Yırtıyorum beni yakan yangını,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!