Tebessüm nedir bilmeyen suratları,
Hiç silinmeyen nemrut bir ifade yerleşik,
Kahkahalar birbirine sürtülen metaller,
Onların çıkardığı benzer tınıyla yankılanırdı..
Ayın utangaçlığı sessiz çığlık,
Güneşin buz dağları,
Karanlığı yırtıyor ışıkları,
Issız dağ fırtınaları sevgiye hasret,
Ayın utangaçlığı aşkında saklı..
Gökyüzüne saçılmış yıldızlar,
Bin şer bulundu sesimde,
Güneş sisli turuncu küme,
Yüzümde arı dudaklarıma doğru yürüdü,
Pişmanlıklar belirtmeye geldiler..
Sular bulutlu ve yeşil,
Yansıyor aynalar,
Yansıyor gök, yer, sema..
Her yerde ben,
Arkamda bırakılmış kirli his..
Odam deli kasvetli,
Sözlerimden çıkan okların,
Perdeledi gökyüzünü karaladı,
Kaşlar şehvetle kalktı gülüş fırlatarak,
Gözlerim yuvalarından fırladı..
Yüzümü buruşturdum,
niyetlerimizi sanki gördüler,
bizler düşündük, onlar uyguladı,
riyadan kaçtık, şeytanın fısıltısı bizi yakaladı,
hiç bitmedi sınavlar,
ya bizi sınadılar yada öyle sandık,
Yüzler sırlı,
Yansıyanlar yanılı,
Silüetler yarılı,
Herkeste bir maske..
Kelimeler iki yüzlü,
Kumsalda dalgalar nefes alıyor,
Uyuyan bir kıtayı düşündürüyor,
Çok fakir, boş toprak,
Bir gemi gibi yalnız hissediyor..
Ay gökteydi,
Aşk, kimine yangın,
Kimine heva heves salyası..
Aşk, kimine vurgun,
Kimine gönlün sancılı avuntusu..
Sükût, sihirli aynası aşkın.
Tak etti cana ayrılık,
Selam verir gökyüzüne aralık,
Parlak Ay'a dolunaydı yoncası,
Gece küstü güneşe, aşka idi sancısı..
Bitkin bedevi sarnıcın çölünde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!