Adnan Durmaz Şiirleri - Şair Adnan Durmaz

Adnan Durmaz

Ak bir kanama oldu bakışın
Yasak duruşun uzak...
Bir hayâl
Nasıl acırsa
onu kurana
Kaldırımlarda bu kaçıncı sağanak...

Devamını Oku
Adnan Durmaz

ağy...........

uzmanlar oturdular
yüzleri ciddiyet boyalı
birisi dedi
bu antik bir heykel

Devamını Oku
Adnan Durmaz

sevmenin bedelini her ömür vermez imiş
ateşten güllerini bencil el dermez imiş

canlı cenazelerin arasında dolaştım
dişliçark yüreklere gün ışkın sermez imiş

Devamını Oku
Adnan Durmaz

bükme boynunu ay bükülür gecenin köşebaşında
bir kuşun ötüşü bükülür karanlıkta
o en parlak yıldızı şıp diye düşer karanlık sulara sevincin
bükme boynunu alnın ikinci bir gök gibi açılırken hüzünlü aydınlıkta

karanlıkları yara yara at sürmüş yorgun bir yolcuyum şunun şurasında

Devamını Oku
Adnan Durmaz

zamanın gözüne kaçan
bir saman çöpüydü ömrüm
küçük bir toz burgacıydım
ıssız bozkır yollarında
yırtık etekli kuru yel
gibi esiverip geçtim

Devamını Oku
Adnan Durmaz

Ey kum!
Binlerce yıllık susuzluğunu
Irmak ırmak kanımla giderdim
Kardeşlerim senin için vuruldu
Vatanım
Sevdam

Devamını Oku
Adnan Durmaz

yazının yüzüne yanan
çoban ateşi hayat
yazgısı ıssızlarda
taş olmuş sabrı
yalnızca bakar görmez
Olimpos’tan atılmış

Devamını Oku
Adnan Durmaz

1

Bir gün rüzgârda kangala döndüm şiirden ve yanan akşam bulutları bana günün şiiri ödülünde mansiyon verince yaptığım konuşmadan

Yaşadığım yerlerde bana önem ve değer veren az sayıda insan vardır.Yaşamımın her döneminde de herkesin sevdiği bir insan olamadım.Ha bunu umursuyor muyum? “Umurumda değil dersem” ne kadar doğru söylemiş olurum,”umurumda” dersem o da doğru değil.Soruların net ve kesin cevapları yoktur çoğu zaman.Biz ortama göre bir yanıt vererek durumu idare ederiz.Verdiğimiz yanıt doğru değildir; ama bütünüyle yanlış da değildir.Biri bize “nasılsın? ” diye sorduğunda verdiğimiz her yanıt aslında tam anlatamaz durumumuzu.Coşku içinde “ben iyiyim” diyenle üzüntüden mahvolmuş,”kötüyüm” diyen,doğruya en yakın yanıtları vermişlerdir.Mutlak iyi ve kötü durum yoktur,demek istiyorum.En azından en berbat durumda bile bir başkası bu berbat durumdan bir çıkış bulabilir.Saçmaladığımın farkına mı vardınız.Yani,”ölecek olan bir hasta,idam olacak biri için nasıl olur da bir başkası umutlu bir manzara çizebilir “, itirazınızdan bahsediyorum.Çoğunluk ölür işte,korksa da ürkse de ölür ve gider.Ama imanı kavi bir mümin için ölüm tozlu yoldur; veya inançları için asılan biri celladının suratına tükürerek dimdik gider.Konuyu dağıtmayayım.Yıllardır bozkırlarda yaşayan birisi olarak bozkırların dilini iyi bilirim.Yakup Kadri’nin yaban’ındaki okumuş Ahmet Celal, sık sık aklıma geliyor yaşadığım ıssızlarda.Yaban 2008 diyeceğim geliyor ama diyemiyorum.Diyemem,çünkü Ahmet Cemil’in geldiği yerden gelmedim buralara.Hamurumun karıldığı topraklardayım.Vardır öyle insanlar değil mi; herkes sever onları.Onlar gelirken ayağa kalkılır,saygı gösterilir,çevresinde pervane olunur.Vardır evet,ama genel olarak bakılınca statülerine de bir bakmakta fayda vardır.Şimdi şöyle oluyor:adam köye öğretmen olarak gidiyor,merakla çevresine toplanıp hoş beş edenler,biraz sonra o civarda görevli ormancıyı görünce,onu okulun duvarının dibinde,akşam karanlığında tek başına bırakıp ormancının çevresine toplanıyor.Rağbetin kalıcılığı ve geçiciliği belli nedenlere bağlı.

Devamını Oku
Adnan Durmaz

gecedir
tekinsiz ışıklar düşer sulara
bir sonbahar ağacına benzer eşkalin
kırık bir karanfil dudağının kıyısında
çalmasın durup dururken koygun havalar
bulutlar gürleyip çarpmasın göğsüne sağanaklarla

Devamını Oku
Adnan Durmaz

Yol Ayrımları



bazen buruk bir hüzün yalar gülümseyişi
söğüdün yaprağını sarartan bir rüzgâr eser görülmez

Devamını Oku