Şu kısa ömrümüzü, biraz düşün.
Aşk çiçek’leri gibi, aşmış döş’ün.
Eğer âşık olursan, sende üşün.
Ben donuyorum, sarıl bana Ayşe'm.
Nasıl oldu böyle, takıldım sana.
Dağlardan gelir, kurşun sesi.
Kahpeler, daraltmış kafesi.
Gidiyor, yârimin nefesi.
Yanıyor, yüreğim yanıyor.
Kurşun yemiş, yatar toprağa.
Sefile vurulmuş, garip marka’sı.
Yalnızdır, kalmamış ki, hiç arkası.
Ağzında mırıldanır, bir şarkı’sı.
Mazlum, mazlum, yaşıyor bu sefil’im.
Nereye varırsa, boynu büküktür.
Neler oluyor bize, anlamadım.
Bana, puştları anlatsana, baba.
Ben daha, savaşı görmedim kine.
İnsanlar, neden savaşırlar, baba.
Sana, misket alacağım diyordun.
Dünya’ya geldim, gözümü açtım.
Baktım; Annemin kucağındayım.
Annemdeydi, vitaminli suyum.
Dedim ki, oh yaşamak ne güzel.
Düşürmezdi, Annam kucağından.
Hani, beni çok seviyordun.
Yanaklarımdan, öpüyordun.
Sana, doyamıyorum diyordun,
Söyle, ne oldu, o sevgine.
Hep yalandı, sevgin, öpüşün.
Her yerde aradım, ben seni,
Sendemi, bulamadın beni.
Sevgim de, tanımıyor din’i,
Yandım, aşk’ının ateşine.
Çocukken, severdim seni,
Yanıyorum
Aşkıyın rüğârı, esti yüzüme.
Tozu, dumanı, doldurdu gözüme.
Bir tas su döksen, olmaz mı közüme.
Bak, sana, alev alev yanıyorum.
Elli lira, yirmi beş lira,
Yavaşça gidiyor, paralar.
Sayıya gelmez, cıkıl para
Yavaşça gidiyor, paralar.
Evlendim, eşim olsun diye.
Uzun mu, kısa mı bilemem.
Bu yollarda, asla gülemem.
Vaktim gelmeyince, ölemem.
Bu yollar, böyle nasıl yollar.
Cahil; cahil, âlim de, cahil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!