Sana söz sevgilim, sana söz!
Aç bıraktığım,
çıplak bıraktığım
katlettiğim bedenlerde kaç gözü yaşlı acın varsa;
cürmüne kurban edip,
dudaklarına sereceğim...
Neden bu kadar ehlileşmiş,herşeye bu kadar kanaat getiriyor hale gelmişsin? Neden bu kadar çok kabul ediş ve tevekkül var yüreğinde?
Neden bu kadar az duygularının kaderini tayin etme isteği var iradende?
Peki, bu ilişkinin mutlak belirleyeni olması gereken biri olarak, hergün öz saygısını yavaş yavaş kaybeden, alışkanlıklarının tutsağı olan ve hep aynı seyirde ilerleyen, üretmeyen vizyon oluşturmayan bir beden nasıl varoluşunu gerçekleştirebilir…
Nasıl yaşamın kaliteli değeri olabilir ve nasıl yaşam bağını destekleyebilir, yaşam bağına güç katabilir?
Şimdi kalk ayağa, kalk ve silkelen! Kapatma gözlerini; gönül gözlerini, irade gözlerini düşün gözlerini…
Çünkü; and olsun ki, hiç bir şeyin basıncı beni sarsmaz, bana kapanan gözlerin kadar…
Kaybedecek kadar istiyorsan gerçekten beni,
gözlerimin senden başkasını görmesini istemiyorsan eğer;
zevk yolu intihar etmiş bir girdabın içine çekilip,
yamalı bir karanfilin gözlerine değme..
Değme bu kor semanın eteklerine,
Ne güzel bir tanrı istegidir seni anmak.
Ne acı bir kaderdir seni düşünürken, hala tebessüm edebilmek...
Rengi değişen, rengiyle beraber kaderi değişen, havası değişen bir trenin buğulu camında gözlerim;
unutmak istemediğim,
unutacagimi bildigim yüzünü görüyorum!
Sıcaklığını görüyorum!
Çöl ikizi sürgünüdür çocuk sevdama dokunduğum el,
Soygun yeşili yarı bitkin bir umudun sevgili elidir..
Siyahtır
Beyazdır
Melezdir
Yoldan çıkmış tesadüflerin dilsiz elidir,
Ve Tanrıyı gözlerinde görüyorum.
Bahanem oluyorsun
Kızıyorum
Kaldırım ınsanlarının yetim acısını topluyorum.
Işık uçurumların ilahi tutkulara sırt döndüğü
öfkemin sessizliğinde doğdun.
Sevincin, güneşin kadar korkaktı!
Korkaktı, saflığında sakladığım yaratıcı zamanlarının gezgin nöbetleri!
Ben
Bütün duygulardan nasiplenmiş
bıçak kesiği kırılgan yüreğim
örste dövülmüştür
pektir biliyorum
ama
saklıyorum herkesten
Hiç üşüdü mü bu gecen? diyorsun ya
Şu evren varya şu evren
Tümü buz kesilse
Tüm bedenimi sarsa sarmalasa
Ve tüm canlıların soluğunu kesse
Ben kor bir alev gibi durur yine üşümem
Ya icazet ver bir kuyu bulsun, kurumasın bu ateş.
Ya da gel katili ol bu ateşin, can versin saklı tepelerinde...
Zal Barlin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!