Kurumuş bir dal misali bedenim içimde meyvesini yeşertmiş bekliyor dalından koparılmasını,bedenimin hazin sonudur yaradılmışlığımın öyküsü içimin meyvesidir yeşermiş onca hikayenin oyuncu olması.
Daha dün dallarım çiçek yüklüydüm
Bugun ise kabristan yolunda
Yemyelişim.
Daha evvelsi günde Kalemimin ucunda
Yazıyordu genç bir şair olarak
Hüzün yolunda damgasını vuran adam
Güneş doğarken ay sönecek
Bulutlar kararırken toprak gülecek
Sen gülerken ben yaşlanacam.
Aynaya baktığında gençliğini düşünürken
mezarına ektiğim güllerimi sularken
Mezar taşına yazacağım
Miraçtır duanın göklere fısıldaması Miraçtır,nurların semadan arşı yükselişe inmesi,Miraçtır kulu yüceye doğrultan miraç.imandır isteyip de vermeyen yüce allaha şükretmesini bilmeyi miraçtır istemenin duası miraç.
Namaz müminin miracıdır,
Beton ise binanın harcıdır,
Kul ise Allah'tan dua isteyen,
Aciz biridir.
Binmişti MUHAMMED Mustafa,
Burak adlı bir ata,çıkmıştı
Oysa ben yarın için yaparken hesab kitap
Bugunden geçtim kendimden harap
Ömür bir misafirdir etme bu
Dünyada kendini
Harap.
Çay demleniyor ocakta unutma sakın
Yıkılmamış bir mum gibi
Aklımdasın.
Elektrikler gittimi yanan mumun
Arkasında gölgen hep belirlenir.
Aklımda olan çeşmi güzelliğin gibi.
Sokak sokak dolaştığımda arkamda hep bir iz belirler
Mutluluğa beş kala uçup gittin elimden,
Kimse döndüremez artık yürüyüşünden,
Rüzgarlar eser,kelebekler kanat çırpar,
Gönlüm ise bu dört duvar arasında
Sıkışır durur.
Bir denize fırlattım efkarımı,yunus balığı tuttu.
Mutluluğa beş kala uçup gittin elimden,
Kimse döndüremez artık yürüyüşünden,
Rüzgarlar eser,kelebekler kanat çırpar,
Gönlüm ise bu dört duvar arasında
Sıkışır durur.
Bir denize fırlattım efkarımı,yunus balığı tuttu.
Aklımıza gelen güzel şeyleri duaya dökelim
İçinde bulunduğumuz bu manevi hayatı
Güzellikle gönüllerimizde
buluşturalım.
Mutluluk getiren haberci geldi
Bekçiler kapının önüne bir mektup bıraktı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!