Kim nereden bulmuş bilmem uykuya " yarı ölüm " demişler.
Ben uykumda seni yaşarım, yanılmış bizim çok bilmişler
Ayarını kim, kimler bozdu nizamın
Nefsine kim, kimler dokundu insanın
Terazi kefesiyle tef çalınan dünyanın
Neresinde, hangi zamanında yaşıyoruz
Bir sessiz fırtına kopuveriyor aniden
Her gece başımı yasladığım
Tüm acı dertlerimi paylaştığım
Sessizce dinleyen dert ortağım
En sadık dostum benim, yastığım
Candan dost diyerek sarıldığım
Elimde ki kalem süslü diye
Fiyakalı sözler yazmaz ya
Bir kere yüzüm güldü diye
Yazılı kaderden kaçılmaz ya
Her gecenin sabahında
Güneş benden ısındı
Yükseldi göğün zirvesine
Âlem-i cihan-ı aydınlattı
Gökte gördüğün bulutlarda
Yine bu gece semtinden geçeceğim
Kaldırımlar üzerinde arayacağım
Mutlak bastığın her taşta izin kalmalıydı
Parklarda açmış çiçekleri koklayacağım
Fal bakayım diye yine birine kıyamayacağım
Kim bilir hangisi senden almıştı kokusunu
Yıldiźlar hilal kaşlarına selam durup
Saçlarından kayarak omuzlarına düşmüş
Geldim, gidiyorum huzur göremedim
Cahilin yanında ilim nedir bilemedim
Halılar serdiler önüme boyun bükmedim
Makamlarda adam sıfatlı yok imiş
Gözyaşımı ipek mendillerle silemedim
İlim ile nefsin savaşıydı bu, kalemin yontulmamış ucunu açarken yokluğun şairi
Meçhule sığınmış karanlığın içinden görebilir mi kısılarak bakmaya çalışan yorgun gözleri
Kime ne anlatacak, okuyan, dinleyen anlayacak mı? Efsun damlatılmış nadide sözleri
Beyhude yaşadı, beyhude yazdı, yazdığını da zaten bir kendi anladı titrerken elleri
Umut, umudun içinde dibi görünmez, hissi tükenmez bekler, bekler ki gelip alsın maziden nur yüzlü peri




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!