Dünya küçücük derlerdi, gülüp geçer inanmazdım
Döndüm, dolandım tekrar tekrar seni sevince inandım
Ya Rabb! İmanı galip eyle, bizde ki nefs ile savaşını
Bu harbin gazileri ile kılalım şeytanın cenaze namazını
Sırtımı yaslayınca yüce dağın yamacına
Kaç hayalini sığdırdım sigara dumanına
Elimi kaldırdım bulutları okşarcasına
Ciğerlerimi kor alevlerde yakarcasına
Kaç kadın sımsıkı sarılmıştır kocasına
Şiir, aşk romanını mısra mısra anlatma yoluydu
Seni tarif edecek mısra, kelime ne de harf yoktu
Şiir sükutun iftarıdır
Âşık yüreğin yangınıdır
Kâğıda dokunan kelamdır
Anlayana gül-i bahardır.
Şiir gecelerde duadır
Zaman gelir çarşaf gibi serilir bembeyaz sayfa aşk ile kirlenmek ister
Coşar mavi en müstesna sevda sözcüklerini hayata hatıra dökmek ister
Bakakalır şair kağıda kaleme, şiiri mavi yazar lakin aşkı kırmızı yazmak ister
Kurşun yarası yakmaz içimi
Aşkının canımı yaktığı kadar
Sık Sık çekinme! Sızlat tenimi
Sık sık gel hatırlat kendini
Seçim senin
Açtım ellerimi sonsuz semaya
Görünmez nurun ile doldu şimdi
Ta yüreğimden yalvardım Mevlaya
Üstümde ki gam-ı keder uçtu gitti
İçine sığamadığım şu dünyada
Yanı başımda, frezya çiçeğim
Ve bacak bacak üstüne atmış ecelim
Bulutlar kapattı ağzımı, kesiyor nefesimi
Karanlık sokağın köpekleri bırakmıyor peşimi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!