Bugün yeşil elbiseni giymiştin
Bir gelenin olacağını mı hissettin
Elinde siyah çantan ile sokakta
Yürürken
Bastığın kaldırım taşları çatlamakta
Akasya kokularını getiren rüzgârın
İki asker girdi sokağınıza
Öyle asıl öyle vakur
Ayağa kalkıp elimi götürdüm şakağıma
Karşılarında böyle rezil böyle ezik
Onlar vatan nöbeti tutarken
Ben senin nöbetindeyim
Birkaç gündür iyi hissetmiyordum
Bir sen iyi geliyordun gördüğümde
Dün öğle vakti kendimi kaybetmişim
Almış götürmüş beni cankurtaran
Gözümü açtığımda bir asistan doktor
Kalbimi dinlemek için hazır
Bir ağırlık çöktü üzerime
Sanki kaf dağını omuzlarıma yüklemişler
Kirpiklerimden tutularak
Gozkapaklarım indirilmiş
Sessizliğin huzuru dolu gecede
Kıvrılıp yatmışım kilime yetimce
Akşamüstü adımların ağır, yorulmuşsun
Boynun bükük, akan selken durulmuşsun
Gelişinle beraber yine sen kokmaya başladı sokak
Üzerine atıldı köpek avaz avaz havlayarak
Rengin solar gibi oldu, kaçındın korkarak
Koşarak uzaklaştın adımlarını hızlandırarak
Gece son buldu
Güneş doğdu
Kapın açılmadı
Sen görünmedin
Bi haller var bugün
Cennetvari evinizde
Bugün küsüm sana
Kaç gün oldu göstermedin yüzünü
Perden açılmadı
Sadece gecelerde ışığın yandı
Kendimi unuttum kapına bakarak
Dedim ya bugün küsüm sana
Çok eskiden beridir vardır
Her mahallenin yaşlı aksakallı hocası
Olsun ya tabi...
Bence yok sakıncası.
Sokağınıza beş araba girdi
Hepsi birbirinden afili
Bu aralar mahallenize
Geceleri bir adam musallat oldu
Sokak sokak geziyor
Sizin ev dahil tüm evleri inceliyor
Korkma takipteyim
Salı gecesi Ali Bakkal'ın
Rüzgâr bir takvim yaprağı getirdi
Bilmem hangi yılın hangi ayın kaçı
Bana her yıl sen, her ay sen, her gün sen
Saatler sen, dakikalar sen, saniyeler sen
Gün sen, gece sen
Yüreğimde sen




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!