Aşkın göze bıraktığı buğusunu
Gönül bahçesinde gül kurusunu
Ruhumda kuru gül kokusunu
Yaşarım sen olmasan bile
Gözümden, gönlüme akar gözyaşı nehri
Sensizken günler bende akşamdan başlardı
Zifiri karanlığa âşık, baykuş gibi
Kalbim her pencere ışığında yanardı
Aşk şarabına hasret, bir berduş gibi
Kalemime bu gece mürekkep yerine hüzün doldurdum
Ayrılığın şiirlerini yazdım, yaşadım ve okudum
Hasretimi ilmek ilmek değil hece hece dokudum
Ve sonunda sensizlik denizi, kendimde kayboldum.
Nereden gelir
Nereye gider
Aklımı kurcalayan
Anlamsız sesler
Karanlığın içinde
Rüzgâra karışmış nefesler
Boğaz düğümlenmişcesine boğuk
Tenleri titretircesine soğuk
Başka âlenden gelircesine sesler
Üstü çatlak çatlak, kanarken eller
Sevdanın ayarı yok azizim
Aşka düştü mü ırmak gürül gürül çağlıyor
Ayrı düştü mü bulut hüngür hüngür ağlıyor
Hasret düştü mü güneş cayır cayır yakıyor
Yar düştü mü rüzgarın gönlüne delice esiyor
Aşkın ayarı yok azizim
Kimileri yüreğinde aşkın tohumunu
Gözyaşı ile sular, gizlice çimlendirir
Suyu ne gök mavisine benzer ne de denize
Yeşilin en güzel tonunun alır fidesi
Saklar, söylemez kıymetlidir bitanesi
Zamanı gelince olgunlaşır meyvesi
Gün bitip geceye döndüğü zaman
Şaire aşk, şiire sevmek vaktidir
Zalim karanlığın aşkadır zaafı
Siyahında saklar her bir günahı
Biz sevmeye çalıştık ya
Suyu kurudu aşk pınarlarının
Biz kavuşmaya çabaladıkça
Çıkmaza döndü yönü, aşk yollarının




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!