Ben bu cihana gelirken ölüm ile varoldum
Keskin demir madeni toprağından yoğruldum
Vuruşurken öldüm, ölürken şanla vuruştum
Tarihe ve zamana Türklüğümle iz vurdum
Şekerliğin içinde, şekerin tadı yoktu
Zehir versen elinle, baldan farkı yoktu.
Dayanılmaz oldu dediğimde hasretim
Elime geçti sabır kokulu tespihim
Her tanesine güzel adını nakşettim
Yüce Mevladan sadece seni diledim
Yaşamaktı, uğruna nefes alışımda
Ağzı kanla bilenmiş aşk, gelip saplandı yüreğime
Şifa niyetine hüzün bulaşmış, yara melhemine
Alın yazım gibi, karanlık büründü uzun geceme
Kalbimden gelen sevda kelimeleri sıkıştı dişime
Gözümle gördüğümü, rüyamda görsem inanmazdım
Satır satır adım adım
Tarihin ne ana caddesi
Ne ara sokağı kaldı
Gezmediğim
Ecnebi tarihçileri
Yürekte yar varken
Gerek yok
Ay'ın tutulmasına
Güneşin tutulmasına
Gönül tutulması başlamıştır
Ay tutulur
Güneş tutulur
Söz tutulur
Dil tutulur da
Senin gönlün
Hiç mi tutulmaz?
Şu üç harfliler yok mu?
Çok seviyorum.
Çay'ı
Aşk'ı
Sen'i
Sen'i sevdi diye
Şeşkaza bana yaklaşacak olursan
Yüreğimin kral dairesi
Her zaman senin için hazır
Bilesin istedim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!