Cinsiyet sorulmaz attan doğmuş, katırdan
Şairi mi olunurmuş bir tane naat yazmadan
Bir lüzumsuz rüzgâr idi, geldi geçti zamandan
Istikbali kıblesini aradı, yazık ki ruble turasından
İstanbul karşımda nazlı gelin gibi salınıyor
Boğazın sakin suları edalı edalı dalgalanıyor
Ve ben Hüseyni, Üsküdar'dan sevdiğimi izliyorum
Sevdam içime sığmıyor, kelimeler dile dolanıyor
İstanbul, rüzgarın saçlarımı annem gibi okşuyor
Yoruldum ustam
Saat oklarını izlemekten
Yoruldum ustam
Yar yollarını gözlemekten
Yoruldum ustam
Günün akşamını beklemekten
Sevmeye kırıldım ustam
Özlemeye darıldım ustam
Umudum kırıldı ustam
Üzülmeye sarıldım ustam
Elinden gelir mi kavuşturmak
Gücün yeterse tamir etsene
Dünya çok zalim üstat
Doğan ölüyor
Seven gidiyor
Geriye hatıralar kalıyor
Dünya çok zalim üstat
Küçük dünyamın
Büyük kahramanıyım ben
Sesli harfleri
Sessizlerle savaştırırım
Müzik inletir ortalığı
Çam kabukları gemilerimdir
Yalancı rüyadan hakikatte ulaşmaktır uyku
Biz ise sırtımıza Kaf Dağı yüklenmiş yolcu
Bugün on dört saat uyudum
Uyumadan önce de kitap okudum
Kafdağı yüklenmiş sanki üstüme
Sanırım seni sevmekten yorgunum
Uyudum
Gecenin karanlığı içinde, yalan gülmüşlüklerim var
Hasretin varken içimde, hakikaten ölmüşlüklerim var
Sensiz yürünen aşk izinde, yolumdan dönmüşlüklerim var
Cambaz ipi üzerinde, YALANCI yar görmüşlüklerim var
Kendi dünyamda hayallerim var benim
Kula kulluk kapılarını kapatarak benim
Varsın zaman denen mahluk hızlı saysın
Saat oklarına dik duracak fikrim var benim
Kendi dümyam bu ve değer verdiklerim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!