Resmi çakma, ismi takma,
Vidaları gevşek, bildiğin yalama,
Yedi koca eskitmiş de,
Kendisini bakire sanır.
Eli boş, oyun oynar,
Tam dayaklık,
Geceydi, dışarısı buz gibi soğuktu,
‘En iyisi uyumak’ dedim,
Girdim buzdan yatağa,
Karanlıkta fark etmemişim,
Yanlışlıkla elim çarptı soğuk duvara...
O an, buz gibi bir hava esti.
‘’ruhun yakalandı, sobelendin.’’ dedi,
sağında solunda, önünde, arkanda,
bir gölge gibi elbette peşindeyim ruh ikizim,
saklansan da tavan arasına,
bir göz kırp ara sıra…
Son sözler, son kelimelerdir bunlar,
Dünden söylendi yeterince, yarına kalmadı bir şey
Son çırpınış, son sesleniştir bunlar…
Oysa neler vardı daha söylenecek…
Anlamını yitirdi her bir şey,
Son bir umut. Son bir bekleyiştir bunlar,
biliyor musun,
geçen gün bizim buralara,
bir yağmur yağdı, bir yağmur yağdı,
bana mısın demedi,
önüne ne bulduysa kattı,
kasvetli bir havaydı,
90+5 de çalınan penaltı gibi,
Yumdum yine gözümü,
Gömdüm başımı çimlere,
Yine belli akibet:
Ters köşeden gol!
Söyle kız, yaşadığın yer krallık mı devlet mi?
Cinaslı kafiye misin, tatlı, ballı şerbet mi?
Tadımlık kavun musun, doyumluk şeker pare mi?
Yoksa kalbimi esir alıp, kanatan yare mi?
Daha düne kadar yüzümüz güler, gözlerimiz bayram ederdi,
Sevincin adıydın sen, yaşamın, huzurun kaynağı,
Dünyanın en güzel kumsalı, leziz suları,
Toprağından kumdan kaleler yaparlardı çocuklar,
Sevinçlerine diyecek olmazdı, her yer ışıl ışıl olurdu,
Bayramlık giysilerini giyerlerdi seni görenler,
Kısıtlamalı, yasaklı, sensiz bir ufkun darağacında oyun niyetiyle sallanırken,
Kestim ipi, alaşağı ettim kendimi,
Aldım hiç bir şeyi karşıma,
Ciddi ciddi konuşmak istedim onunla,
Önce bir hafiflesin, sakinleşsin,
Rahatlasın, kendine bir gelsin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!