ÇANAKKALE Çanakkale tarihim, Çanakkale destanım. Şehidimin türküsü, toprağım, suyum, kanım. Şüheda nefesiyle dirilen gülüm, canım...
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır, Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Mehmetçiğin yüreği, düşman zırhını deldi. O, önünde durulmaz, bentleri aşan seldi. Seyyid Çavuş misali, imanıyla yüceldi.
Kayıt düştü tarihler: On Sekiz Mart gününü. Mehmetçiğin mermiye, ölüme güldüğünü. Gördü bütün bir dünya, inanmanın gücünü.
Çanakkale, ecdadın değerli hediyesi, Unutulmaz bir destan, şanlı bir zafer bestesi, “Çanakkale geçilmez! ”: gerçeğin ifadesi.
Ey bu cennet vatana kanıyla can verenler! Şehadet bahçesine bir gül gibi girenler! Size selâm ve dua, ölüp de ölmeyenler!
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır, Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır. Rıfkı KAYMAZ
Herkese öğüt verir, Konuşur nükte ile. 'Ya tutarsa! ' dyerek, Maya çalar bir göle.
Yüzyıllardır dünyaya, Fıkralarla seslenir. Düşündürür, güldürür, Eleştirir, ders verir.
Sen bizim dünyamızın, Gülümseyen dilisin. Bir hoşgörü deryası, Bir tebessüm selisin.
Seni rahmetle anar, Sunarız sevgimizi. Güler yüzlü hocamız, Eğlendir, güldür bizi! Rıfkı Kaymaz
“Âsım”dı, şairdi, dertli bülbüldü, Hak yolda inançla coşan bülbüldü. Mümindi, İslâm’a duyduğu aşkı, Safahat’a mısra mısra döküldü. Rıfkı KAYMAZ
'Bir varmış bir yokmuş' la Masalına başlanır. Büyük küçük, dinleyen, Hikâyenden hoşlanır.
Saf temiz yüreğinle, Dağları aşıyorsun. Annen ile birlikte, Ne güzel yaşıyorsun!
Yoksulsun ama gönlün, Öylesine zengin ki. Ey Keloğlan biz seni, Seviyoruz inan ki...
Kötülüğün düşmanı, Dostusun iyilerin. Macerası bir başka, Devlerin cücelerin.
Masallarla her gece, Konuk ol evimize. İyi, güzel, doğruyu, Katarak sevgimize.
Keloğlan, Keleşoğlan, Seviyoruz biz seni! Bekliyoruz her zaman, Gülmeni, güldürmeni!
Rıfkı Kaymaz
TANDIR EKMEĞİ Sıla tutkusuyla düşe dalmışım, Geçmişe uzanıp bir tat almışım. Tulum peynirini yayıp dürdüğüm Tandır ekmeğine hasret kalmışım. (Rıfkı Kaymaz'ın Sıla Türküsü şiir kitabından)
milletimizin manzum tarihi.
Erzincan'ın yerel el sanatı.
İnsanın hayvandan farkı edeptir. (Mevlana)
Çocuklar bir güldür vatan bağında Kurur yaprakları ağladığında. Bugün bir küçücük pınardır belki, Yarın bir şelale çağladığında. Rıfkı Kaymaz
Sabırla yollar, dağlar aşılır. Hayatın sıkıntıları onunla azalır. Hayata bakışımız onunla bir anlam kazanır.
ERZİNCAN’IM “Ayrıyım, dertliyim gurbet ilinde, Erzincan, bir hasret oldu dilimde Bir hasret, bir ateş yanar gönlümde,
Gönlümde tutuşan bir odsun canım, Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..
Kazankaya, burcu burcu kokuyor. Şelale çağlıyor, zikir dokuyor... Ayrı kalmak yüreğimi yakıyor,
Ilgıt ılgıt eser tatlı rüzgârın. Dört yanında, sıra sıra dağların... Yeşil yeşil, canlanıyor bağların,
Yüce tepesiyle sarar insanı, Munzur Dağı, sonsuzluğun mekânı... Ekşisu, Beytahtı, güzel dört yanı,
Terzi Baba, öte dünya kapısı, Mezar taşlarıyla, derviş kokusu... Pir-i Sami, Paşa Dede... Hepisi...
Salih Baba, aşkla yazmış divanı, Tasavvuf kokusu kaplar her yanı, Manevî bir alem sarar insanı,
Salihoğlu, der ki yetmez bu sözler! Erzincan gönlümden hiçbir an gitmez! Onu anlatmaya satırlar yetmez;
Gönlümde tutuşan bir odsun canım, Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..” Rıfkı Kaymaz
Toplam 11 mesaj bulundu
çanakkale 18 mart
17.03.2009 - 23:02ÇANAKKALE
Çanakkale tarihim, Çanakkale destanım.
Şehidimin türküsü, toprağım, suyum, kanım.
Şüheda nefesiyle dirilen gülüm, canım...
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Mehmetçiğin yüreği, düşman zırhını deldi.
O, önünde durulmaz, bentleri aşan seldi.
Seyyid Çavuş misali, imanıyla yüceldi.
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Kayıt düştü tarihler: On Sekiz Mart gününü.
Mehmetçiğin mermiye, ölüme güldüğünü.
Gördü bütün bir dünya, inanmanın gücünü.
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Çanakkale, ecdadın değerli hediyesi,
Unutulmaz bir destan, şanlı bir zafer bestesi,
“Çanakkale geçilmez! ”: gerçeğin ifadesi.
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Ey bu cennet vatana kanıyla can verenler!
Şehadet bahçesine bir gül gibi girenler!
Size selâm ve dua, ölüp de ölmeyenler!
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Rıfkı KAYMAZ
nasreddin hoca
15.07.2008 - 23:26Herkese öğüt verir,
Konuşur nükte ile.
'Ya tutarsa! ' dyerek,
Maya çalar bir göle.
Yüzyıllardır dünyaya,
Fıkralarla seslenir.
Düşündürür, güldürür,
Eleştirir, ders verir.
Sen bizim dünyamızın,
Gülümseyen dilisin.
Bir hoşgörü deryası,
Bir tebessüm selisin.
Seni rahmetle anar,
Sunarız sevgimizi.
Güler yüzlü hocamız,
Eğlendir, güldür bizi!
Rıfkı Kaymaz
mehmet akif ersoy
15.07.2008 - 23:25“Âsım”dı, şairdi, dertli bülbüldü,
Hak yolda inançla coşan bülbüldü.
Mümindi, İslâm’a duyduğu aşkı,
Safahat’a mısra mısra döküldü.
Rıfkı KAYMAZ
keloğlan
15.07.2008 - 23:22'Bir varmış bir yokmuş' la
Masalına başlanır.
Büyük küçük, dinleyen,
Hikâyenden hoşlanır.
Saf temiz yüreğinle,
Dağları aşıyorsun.
Annen ile birlikte,
Ne güzel yaşıyorsun!
Yoksulsun ama gönlün,
Öylesine zengin ki.
Ey Keloğlan biz seni,
Seviyoruz inan ki...
Kötülüğün düşmanı,
Dostusun iyilerin.
Macerası bir başka,
Devlerin cücelerin.
Masallarla her gece,
Konuk ol evimize.
İyi, güzel, doğruyu,
Katarak sevgimize.
Keloğlan, Keleşoğlan,
Seviyoruz biz seni!
Bekliyoruz her zaman,
Gülmeni, güldürmeni!
Rıfkı Kaymaz
TANDIR EKMEĞİ
31.10.2007 - 23:41TANDIR EKMEĞİ
Sıla tutkusuyla düşe dalmışım,
Geçmişe uzanıp bir tat almışım.
Tulum peynirini yayıp dürdüğüm
Tandır ekmeğine hasret kalmışım.
(Rıfkı Kaymaz'ın Sıla Türküsü şiir kitabından)
safahat
28.07.2007 - 02:04milletimizin manzum tarihi.
bakır el işi
28.07.2007 - 01:54Erzincan'ın yerel el sanatı.
edep
28.07.2007 - 01:48İnsanın hayvandan farkı edeptir. (Mevlana)
çocuk
28.07.2007 - 01:41Çocuklar bir güldür vatan bağında
Kurur yaprakları ağladığında.
Bugün bir küçücük pınardır belki,
Yarın bir şelale çağladığında.
Rıfkı Kaymaz
sabır
28.07.2007 - 01:38Sabırla yollar, dağlar aşılır. Hayatın sıkıntıları onunla azalır. Hayata bakışımız onunla bir anlam kazanır.
erzincan
25.08.2006 - 14:06ERZİNCAN’IM
“Ayrıyım, dertliyim gurbet ilinde,
Erzincan, bir hasret oldu dilimde
Bir hasret, bir ateş yanar gönlümde,
Gönlümde tutuşan bir odsun canım,
Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..
Kazankaya, burcu burcu kokuyor.
Şelale çağlıyor, zikir dokuyor...
Ayrı kalmak yüreğimi yakıyor,
Gönlümde tutuşan bir odsun canım,
Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..
Ilgıt ılgıt eser tatlı rüzgârın.
Dört yanında, sıra sıra dağların...
Yeşil yeşil, canlanıyor bağların,
Gönlümde tutuşan bir odsun canım,
Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..
Yüce tepesiyle sarar insanı,
Munzur Dağı, sonsuzluğun mekânı...
Ekşisu, Beytahtı, güzel dört yanı,
Gönlümde tutuşan bir odsun canım,
Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..
Terzi Baba, öte dünya kapısı,
Mezar taşlarıyla, derviş kokusu...
Pir-i Sami, Paşa Dede... Hepisi...
Gönlümde tutuşan bir odsun canım,
Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..
Salih Baba, aşkla yazmış divanı,
Tasavvuf kokusu kaplar her yanı,
Manevî bir alem sarar insanı,
Gönlümde tutuşan bir odsun canım,
Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..
Salihoğlu, der ki yetmez bu sözler!
Erzincan gönlümden hiçbir an gitmez!
Onu anlatmaya satırlar yetmez;
Gönlümde tutuşan bir odsun canım,
Erzincan, Erzincan, ah... Erzincan’ım! ..”
Rıfkı Kaymaz
Toplam 11 mesaj bulundu