bir cellatla empati kurmaya çalışıyorum.
onu anlamaya
giyotini indirirken yada baltayı kelleye götürürken..
anlayamıyorum..
nasıl bir histir nasıl hisseder diyorum
fakat
yanıtsız kalıyor sorularım..
bir cellatın duygularına giremiyorum
ya da
girince hiç bir şey göremiyorum....
peki ya meclûd?
baltanın ucunda ki?
ellerim bağlı
birazdan inecek başıma doğru soğuk bir demir..
korkuyormuyum?
kalp atışlarım hızlandı
bir ümit bekliyorum
seyreden halka bakıp bir isyan hayal ediyorum
ses yok.
öleceğimi anlayıp
acırmı acaba diye düşünüyorum.
ya isabet etmezse ve kafamın yarısını keserse
acırsa..
ahahahaha... :))
bilgecan konuştu..
ya bir kere de hayr söyle be adam..
ne olur yani..
artık söylediklerini üstüme almıyorum
ama gülüyorum haline
bak kardeş kardeş geçiniyoruz.
nedir sende ki bu tahammülsüzlük..
zihninde başka çağrışımlar yok mudur senin
molla faşistler kovalasın seni rüyanda..
-e iftar ettin kalkıp bir çay demlersin
-hayır demlemem
-neden
-uşağın mı var kalk kendin demle
-sende içeceksin
-sen içmeyecekmisin yani
-sen içersen bende içmiş olacağım
-tamam işte
-ama ben çay içmek istemiyorum
-tenbel
-kendine tenbel dedin
-hayır sana dedim
-e ben senim zaten
-evet sen bensin
-... (sürer gider bu monolog)
ani ve habersiz gelen şey, belâ..
ne bâdireler gelip geçiyor insan ömründen..
vefât haberleri,iflaslar, kovulmalar, zaafların peşine takılmalar,
yıkılmalar, dağılmalar, nefretler ve ölüm...
hepsi aniden hesapta yokken geliyor ve atlatılıyor..
ölüm istisnâ...
alışverişin değiş tokuş
mala mal şeklinde yapılması
kalmadı artık..
bu alışveriş şeklini tek yaşatan çocuklar..
-hasan sana 4 tane onluk misket verirsem
piskiletinle bana bir tur
ve sekiz tane fındık verirmisin
-hayır 6 onluk verirsen olur
-son rakam 5 diyorum
-ozaman piskiletle bir tur ve 5 tane fındık
-anlaştık
:)
idam cezası
27.09.2006 - 00:21'îdâm' = (yok edilme)
kelimenin kökeni 'adem' yani yokluk
birleştirince yok edilme cezası anlamı çıkıyor..
dünyevî bir anlam..
deveye hendek atlatmak
27.09.2006 - 00:13çocuğa masal anlatmak..
batmak
27.09.2006 - 00:12karadenizde..
tıklamak
27.09.2006 - 00:11ruhun kapısına..
sormak
27.09.2006 - 00:10bildiğini bilene..
kırmak
27.09.2006 - 00:07kalemi..
cellat
27.09.2006 - 00:01bir cellatla empati kurmaya çalışıyorum.
onu anlamaya
giyotini indirirken yada baltayı kelleye götürürken..
anlayamıyorum..
nasıl bir histir nasıl hisseder diyorum
fakat
yanıtsız kalıyor sorularım..
bir cellatın duygularına giremiyorum
ya da
girince hiç bir şey göremiyorum....
peki ya meclûd?
baltanın ucunda ki?
ellerim bağlı
birazdan inecek başıma doğru soğuk bir demir..
korkuyormuyum?
kalp atışlarım hızlandı
bir ümit bekliyorum
seyreden halka bakıp bir isyan hayal ediyorum
ses yok.
öleceğimi anlayıp
acırmı acaba diye düşünüyorum.
ya isabet etmezse ve kafamın yarısını keserse
acırsa..
profesör
26.09.2006 - 21:51'professor' (bir kimse veya bir fikir lehine konuşmak,
mezhep veya meslek sahibi olmak)
kelimenin kökeni latince ve latincede bu anlama geliyor.
ütopya
26.09.2006 - 20:41ahahahaha... :))
bilgecan konuştu..
ya bir kere de hayr söyle be adam..
ne olur yani..
artık söylediklerini üstüme almıyorum
ama gülüyorum haline
bak kardeş kardeş geçiniyoruz.
nedir sende ki bu tahammülsüzlük..
zihninde başka çağrışımlar yok mudur senin
molla faşistler kovalasın seni rüyanda..
ilham
26.09.2006 - 20:37'lehm' (yutma, içine alma)
'ilhâm' (karşı konulmaz bir güçle içine alma)
kendiliğinden zihne giren manasına geliyor..
ütopya
26.09.2006 - 19:51kurgulanmış hayâl..
teşbih (benzetme)
26.09.2006 - 19:49'kafam türlü gibi karışık'
benzetmeye bak,
bir marketin ramazan reklamı repliği...
aşk
26.09.2006 - 19:40ucu kırılan bir kurşun kalemin,
kalemtraşı beklemesi gibi..
monolog
26.09.2006 - 19:35-neden hiç konuşmuyorsun
-konuşuyorum, kendimle sessiz..
-ne konuşuyorsun peki
-senden bahsediyordum kendime..
semina
26.09.2006 - 19:33'semi'nâ'
duyduk!
(arapça)
monolog
26.09.2006 - 19:22-e iftar ettin kalkıp bir çay demlersin
-hayır demlemem
-neden
-uşağın mı var kalk kendin demle
-sende içeceksin
-sen içmeyecekmisin yani
-sen içersen bende içmiş olacağım
-tamam işte
-ama ben çay içmek istemiyorum
-tenbel
-kendine tenbel dedin
-hayır sana dedim
-e ben senim zaten
-evet sen bensin
-... (sürer gider bu monolog)
bknz.
iki karakterli ikizler burcu..
iki
26.09.2006 - 19:12sanal da birisinin yurtdışında yaşadığını
iki şekilde anlarız
1-iftar vaktinde buralardadırlar
2- yazdıkları harflerde türkçe karaktere rastlanmaz
bknz.
alphae ve wunderschön
küfür
26.09.2006 - 18:20sütlaç kılıklı herifler
ağızlarına baklava dilimi soktuklarımının
sizin alayınızın üstüne kadayıf şerbeti dökerim ulen!
attımayın tepemin kazandibisini!
olvido
26.09.2006 - 18:18bir çeşit tatlıdır heralde..
bana herşey tatlıyı çağrıştırıyor..
provokatör
26.09.2006 - 17:17insanları kavgaya dâvet eden
meydan okuyan kişi...
'pro' (en önde olan) + 'vokatör' (vokallilk eden, bağıran)
en önde bağıran..
badire
26.09.2006 - 17:10ani ve habersiz gelen şey, belâ..
ne bâdireler gelip geçiyor insan ömründen..
vefât haberleri,iflaslar, kovulmalar, zaafların peşine takılmalar,
yıkılmalar, dağılmalar, nefretler ve ölüm...
hepsi aniden hesapta yokken geliyor ve atlatılıyor..
ölüm istisnâ...
nasılsın
26.09.2006 - 16:37parçalı bulutlu..
mübadele
26.09.2006 - 16:33alışverişin değiş tokuş
mala mal şeklinde yapılması
kalmadı artık..
bu alışveriş şeklini tek yaşatan çocuklar..
-hasan sana 4 tane onluk misket verirsem
piskiletinle bana bir tur
ve sekiz tane fındık verirmisin
-hayır 6 onluk verirsen olur
-son rakam 5 diyorum
-ozaman piskiletle bir tur ve 5 tane fındık
-anlaştık
:)
morg
26.09.2006 - 16:22ölümün üşüdüğü yer..
ilk defa
bir teşhis için girmiştim..
ve o soğukluk hissini hâlâ hatırlıyorum..
'hava kurşun gibi ağır' idi.
Toplam 3332 mesaj bulundu