Eski bir devlet memuru olarak bir ornek vermek gerekirse; devlet dairelerinde sarı zarf olarak bilinen, tayin, atama, surgun, atılma vs. duyurularının bulundugu kagıttir teblig. Yonetim size sarı zarfta gonderir ve siz, okur, uzerine tebellüg ettim yazar geri yonetime verirsiniz. Bir ornegi de sizde bulunur...
Herhangi bir mahkeme kararına karşı, usul ve yasaya aykırılık iddiası ile üst yargı merciine yapılan başvuruya denir.
Asliye hukuk mahkemelerinin kararlarına karsi temyiz süresi 15 gündür. Sulh hukuk mahkemeleri için 8 gündür. Her ikisi için de, süre ilamın tebliği ile baslar.
Is mahkemeleri için ise 8 gündür ve süre tefhim ile baslar.
Bu iki ayette matematiksel anlamda hata yapildigi hakkinda iddialar vardir. Soyle ki:
Diyelim bir adam oldu ve geriye, uc kiz evlat, bir anne, bir baba ve bir de es birakti. Yukarda yazili ayetlere gore miras paylasimi yaparsak;
3 kiz evlat mirasin ucte ikisini, ana babanin her birine altida bir, ese de sekizde bir hak verilmesi gerekiyor. Matematiksel olarak hesaplarsak eger, 2/3+1/6+1/6+1/8=27/24 cikiyor... Normalde pay ile paydanin esit olmasi gerekir ama, burda gordugunuz gibi esit degil...
Daha iyi anlasilmasi icin, daha net bir ornek verelim:
Diyelim ki adamimiz oldugunde, geriye 120 bin lira kaldi. Nisa suresinin 11. ve 12. ayetlerinde yazildigi sekliyle paylastiralim simdi;
120 bin liranin ucte ikisi olan 80 bin lira uc kizina verilecek. Altida biri olan 20'ser bin lira da ana ve babaya veriliyor. Ese de sekizde biri olan 15 bin lira dusmesi gerek...
Toplayalim: 80 + 20 + 20 + 15 = 135...
Goruldugu gibi, fazladan bir 15 bin liraya ihtiyac var...
Nisa suresi ayet, 12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Cocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Cocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir) . Cocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak) tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.
Nisa suresi ayet, 11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Olenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer) . Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır) . Süphesiz allah ilim ve hikmet sahibidir..
Dinlenildiginde gozleri nemlendiren, bogazlari dugumleyen, gonullleri sikistiran bir Sezen Aksu klasigidir. Her seferinde alir goturur bir yerlere icimdeki 'Ben'i...
Sozleri soyledir:
Bebeğim, hoşgeldin dünyaya, safalar getirdin.
Halan kurban olsun sana Bebeğim,
4,5 yıl önce ağabeyin geldiğinde yine hüzün basmıştı böyle bana...
Sevincin alına moruna uzanıp yüzümü sürdüm,
Körpe bir pembenin ak memeden hayatı emen iştahına,
Sonra üzüldüm düşününce dikensiz bir hayat olmaz ki...
Bebeğim, oğlum doğduğunda ben de çocuktum henüz.
Biz beraber büyüdük aslında, ne kadar neşeli bir kızdım.
Yıkılmamıştı dünya daha başıma ki, çok da yalnızdım...
Zordan geçtik, kordan geçtik, ana-oğul ve diğer bütün çocuklarım,
Doğurduklarım doğurmadıklarım.
Yaşadık hevesle değer vererek, ümitsiz de yaşanmaz ki...
Bebeğim, işte hepsi bu kadar, deniz yıldızı’nın hikayesidir hayat!
Ne kadar kurtarırsan kâr, kurtarırsan kâr, kurtarırsan kâr
Bebeğim, işte hepsi bu kadar, deniz yıldızının hikayesidir hayat!
Kaç hayat kurtarırsan kâr...
Sozluk anlami olarak baglanti, ag, ilgi, alka demek olan rabita, rahmetli Ugur Mumcu'nun kaleme aldigi bir kitabin ismidir ayni zamanda...
Bu kitabinda Mumcu, 1980'li yillarda ulkemizi ve diger Musluman ulkeleri etkisi altina almaya calisan Suudi Arabistan kaynakli bir dinci tarikatin (Rabitat al Alam al Islami) bu amac ugrunda gerceklestirdigi eylemleri anlatmis, belge belge, isim isim anlatmistir...
Ve (uzulerek yaziyorum) , Mumcu'nun sonunu hazirlayan kitaptir ayni zamanda...
Ormancilik sektorunde bol bol kullanilan cok guclu bir hayvan turudur. Kamyon ya da traktorlerin giremedigi engebeli bolgelere girerek, orman iscilerinin kestigi agac govdelerini, onlar icin ayrilan yere cekmede orman koylulerinin (Ozellikle de Bati Karadeniz bolgesinde) gercek dostlaridirlar...
Bir anlami da, bir devletin baska bir devletin boyundurugu altina girip, dis islerinde yetkisiz, ic islerinde bagimsiz olma durumudur. Hatirlarsaniz eger, Kurtulus Savasi oncesinde, bu konu, yani yok Alman mandasini mi kabul edelim, yok Amerikan mandasini mi tartismalari bol bol yapilmis ama, Mustafa Kemal ve O'na inananlar tarafindan kiymete alinmamis, kadin - erkek, genc - yasli savasilmis ve ulke kurtarilmisti...
Bu vesile ile, bir kez daha tesekkur ediyorum ulu onder ve etrafindaki bir avuc yurekli insana...
Bir cumle icinde kullanmak gerekirse; 'Lutfen bana mani olmayin'
Bir de halk edebiyatinda gecen maniler vardir. Genellikle 5 - 7 - 9 heceli hece olcusuyle soylenen, yazilan dortluklerdir. Hadi ona da bir ornek vereyim...
Denizlerin kumuyum,
Baliklarin puluyum.
Gel sevdigim yatalim,
Ben de Allah kuluyum...
Son donemlerde, pek cok kavramda da oldugu gibi, ici bosaltilarak ayaga dusurulmus sozdur efendim... Eskiden bir agirligi vardi bu sozcugun. Her yerde ya da herkese diyemezdin. Mahvolurdun alimallah... Simdi oyle mi ya. Ogul, babasina diyor...
Aslinda din yolunda canlarindan olanlara denir sehit diye ama, gunumuzde savaslar sadece din ugruna olmadigindan, baska amaclar (Ulke, devlet, dava, ideoloji, asiret, tore..vs..) ugruna olan savaslarda da can verenlere sehit deniyor artik...
Ateizm, Tanri inancinin reddidir. Tanri fikrine dayali 'Teist' dunya gorusunu kabul etmemek demektir. Yani 'Tanri'ya inanmamak', ya da 'Tanri inancinin yoklugu' anlamina geldigi soylenebilir.
Ateizm Tanri'nin 'varolmadigina inanmak' demek degildir. Tanri'nin 'varolduguna inanmamak' demektir. Bu noktaya dikkat ediniz, cunku bu onemli bir fark. Ateizm bir 'inanc' degildir. Fazladan bir aciklama, ya da bir oneri sunmaz ateizm. Ateizm yalnizca, belli bir inancin yoklugu demektir.
kimi der ki kadın, uzun kış gecelerinde yatmak içindir;
kimi der ki kadın, yeşil bir harman yerinde, dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir;
kimi der ki ayâlimdir, boynumda taşıdığım vebâlimdir;
kimi der ki hamur yoğuran,
kimi der ki çocuk doğuran,
ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayâl, ne vebâl;
o benim kollarım, bacaklarım, başımdır...
yavrum, annem, karım, kızkardeşim;
hayat arkadaşımdır...
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
Guzellik salonlarina giderek manikur, pedikur yaptiran, kaslarini incelten, vucudundaki fazla killari aldirtan, degisik giyim tarzlarinda hoslanan, piercing yaptiran ve disi yanlarini sergilemekten zevk alan ancak escinsel olmayan erkeklere denir efendim...
Efendim, bu konuda elimizde yapmamiz ya da yapmamamiz gerek 10 temel kural var... Neymis bunlar bakalim:
1 - Her gun duzenli olarak banyo yapiniz.
Sicak banyo 5 - 10 dakika sure ile bir kuvet icinde oturma banyosu olarak ya da dus sirasinda fiskiye ile makat bolgesine sicak uygulamasi seklinde yapilmalidir. Boylece hem o bolge temizlenir, hem de o bolgedeki kan dolasimi hizlanir...
2 - Tuvalet temizligine dikkat ediniz.
Tuvaletten sonra kalan kaka artiklarinin temizlenmesi icin tahris edici kuru tuvalet kagitlari yerine, bol su ve islak - yumusak tuvalet kagitllari kullanilmali...
3 - Kabiz olmaktan kacininiz.
Sertlesen kaka, zorlamaya bagli olarak basur ve catlak olusumuna neden olur. Bunu engellemek icin bol lifli yiyecek alinmali, duzenli beslenme aliskanligi edinilmeli, bol su icilmeli ve duzenli olarak egzersizler yapilmalidir. Boylece kakanin ideal kivami olan dis macunu yumusakligi elde edilir.
4 - Duzenli tuvalet aliskanligi edininiz ve ertelemeyiniz.
Tuvalet aliskanligimizi saglamak icin mumkun oldugunca gunun ayni saatleri kullanilmalidir. Tuvalet ihtiyacinin ertelenmesi, bize kabizlik olarak geri donecektir. Dolayisiyla da basurumuz azacaktir...
5 - Tuvalette fazla ikinmayiniz, gazete dergi okumayiniz.
Asiri ikinma karin ici basincini artiracaktir. Bu ise makat bolgesindeki kan akim hizini azaltacak ve hemoroid damarlarinda kan birikimine neden olacaktir. Boylece hemoroid memelerinde sisme ve kanama olusacaktir...
6 - Poponuzun kiymetini bilip, sicak tutunuz.
Soguk ortamlarda makat etrafindaki kan akim hizi azalacaktir. Buna bagli olarak makat etrafinda aniden gelisen agrili sislikler ortaya cikacaktir (Sis-agrili basur) ...
7 - Uzun sure ayni pozisyonda kalmayiniz.
Ayakta ya da oturarak uzun sure ayni pozisyonda kalmak, bu bolgedeki kan akim hizini azaltacaktir. Bu ise hemoroid memelerinin buyumesine ve sismesine neden olacaktir. Ara sira da olsa pozisyonunuzu degistirin ve hareket edin, en azindan kisa bir tur atin... Hala oturuyor yaaa... Alooo kime diyoruz? Bi kalk dolas bakim :)
8 - Uzun sure araba kullanmayiniz.
Taksi, minibus ve ozellikle uzun yol kamyon soforleri bundan daha cok etkilenir. Bu nedenle belli aralarla mola verip, sofor koltugundan kalkip dolasmak sagligimiza yararli olacaktir...
9 - Alkol ve baharatli gidalardan uzak durunuz.
Alkol bu bolgedeki kan akim hizini degistirerek hemoroid memelerinin sismesine ve kanamasina neden olmaktadir. Ayni sekilde baharatli gidalarin fazla alinmasi da diskilama sirasinda bu bolgenin tahrisine ve agrilara neden olmaktadir...
10 - Ve son olarak en onemlisi, dogru teshis icin muayene olunuz.
Tum bunlara ragmen makat sikayetlleriniz oldugunda ise kendinize yapabileceginiz en buyuk kotuluk, 'Basurdandir, herkeste oluyor' diyerek onemsememektir. Cunku makat kanserleri de bazen benzer sikayetlere neden olabilir...
Basur konusu ile ilgili olarak diyeceklerimiz bu yaziyla birlikte sona eriyor efendim... Bir baska konuda bulusmak umuduyla :)
Aslinda bizim isimiz degil ama, bir on bilgi olsun diye nasil muayene edilir konusunda da bir seyler yazalim istiyorum...
Ne demistik, sagligimiz bizim en degerli varligimizdir, bunun ayibi olmaz... Hah iste bunu diyebilen hastalar, doktora gittiklerinde makat bolgesi rahatsizliklari icin 'Doktor bey (ya da hanim) , basurum var' derler...
Burda anti parantez bir seyler demek istiyorum. Cogu kez, gerek hastanin istememesi, gerekse doktorlarin muayene dahi yapmadan yazdiklari receteler nedeniyle istenmeyen durumlarla cok sik karsilasilmaktadir. Bu hataya lutfen dusmeyin. Makatinizi muayene ettirmeden ilac yazdirmayin, yazan doktoru da uyarin...
Muayene basittir aslinda...Genelde uc asamli olur.
1 - Hikaye: Doktorlar, hastaya sikayetlerinin neler oldugu, ne zamandan beri oldugu, nasil oldugu gibi sorular sorarak iyi bir on bilgi almaya calisir...
2 - Goz ve elle distan muayene: Normal muayene masasinin oldugu ortamlarda bu bolge muayenesi; ya diz - dirsek ustu (Halk dilinde dort ayak pozisyonu) , ya da sol yan pozisyonda iken yapilir. Solyan pozisyonda ki, daha cok bayanlar tarafindan tercih edilir, hasta alttaki bacagi duz, ustteki bacagini karnina cekecek sekilde sol yan yatirilir. Delikli bir ortu ile hemsire esliginde kalcalarin acikta kalan kisimlarinin ortulmesi saglanir. Ayrica havlu kagit verilerek de on tarafi kapatmalari saglanir. Bu islemler bittikten, yani hasta hazirlandiktan sonra kalca kenarlarini aralayarak anuse disardan bakilir.
Ayrica makat bolgesi icin gelistirilmis ozel muayene masalari sayesinde de muayene yapilmaktadir.
3 - Cihazla icten muayene: Distan yapilan muayenenin yeterli olmadigi durumlarda; cesitli cihazlar (Anoskop, rektoskop, sigmoidoskop, kolonoskop) kullanilarak barsaklarin son kisimlari dahil her sey gozden gecirilir, kontrol edilir...
Tabii bunlarin sonucunda da, muayene edilen bolgede ne gibi hastaliklar var konusunda kesin tanilar konulabilir.
Sunu soralim burda: Muayene olmanin hasta icin avantajlari nelerdir?
A. Once hastaliginin kesin teshisinin ne oldugunu, daha da onemlisi ne olmadigini,
B. Basur ise, farkli evrelerinin oldugunu, hastada hangi evrede bulundugunu ve evrelerine gore degisen tedavi yontemleri oldugunu,
C. Dolayisyla, hasta icin en uygun tedavi yonteminin ne oldugunu, nasil yapildigini ve sonuclarini ogrenir...
Bir de kontra soru soralim: Muayene olmanin hasta icin dezevantaji nedir?
? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
Yorum sizin...
Ne kaybettiniz?
Gelecek dersimizin konusu cok onemli... Basurdan korunma yollarini gorecegiz...
Tebliğ
22.10.2008 - 14:22Yazili bildirim demektir efendim...
Eski bir devlet memuru olarak bir ornek vermek gerekirse; devlet dairelerinde sarı zarf olarak bilinen, tayin, atama, surgun, atılma vs. duyurularının bulundugu kagıttir teblig. Yonetim size sarı zarfta gonderir ve siz, okur, uzerine tebellüg ettim yazar geri yonetime verirsiniz. Bir ornegi de sizde bulunur...
temyiz
22.10.2008 - 14:16Herhangi bir mahkeme kararına karşı, usul ve yasaya aykırılık iddiası ile üst yargı merciine yapılan başvuruya denir.
Asliye hukuk mahkemelerinin kararlarına karsi temyiz süresi 15 gündür. Sulh hukuk mahkemeleri için 8 gündür. Her ikisi için de, süre ilamın tebliği ile baslar.
Is mahkemeleri için ise 8 gündür ve süre tefhim ile baslar.
dabbe'tül arz
22.10.2008 - 14:12Usame Bin Laden...
Ayetler
21.10.2008 - 15:16Bu iki ayette matematiksel anlamda hata yapildigi hakkinda iddialar vardir. Soyle ki:
Diyelim bir adam oldu ve geriye, uc kiz evlat, bir anne, bir baba ve bir de es birakti. Yukarda yazili ayetlere gore miras paylasimi yaparsak;
3 kiz evlat mirasin ucte ikisini, ana babanin her birine altida bir, ese de sekizde bir hak verilmesi gerekiyor. Matematiksel olarak hesaplarsak eger, 2/3+1/6+1/6+1/8=27/24 cikiyor... Normalde pay ile paydanin esit olmasi gerekir ama, burda gordugunuz gibi esit degil...
Daha iyi anlasilmasi icin, daha net bir ornek verelim:
Diyelim ki adamimiz oldugunde, geriye 120 bin lira kaldi. Nisa suresinin 11. ve 12. ayetlerinde yazildigi sekliyle paylastiralim simdi;
120 bin liranin ucte ikisi olan 80 bin lira uc kizina verilecek. Altida biri olan 20'ser bin lira da ana ve babaya veriliyor. Ese de sekizde biri olan 15 bin lira dusmesi gerek...
Toplayalim: 80 + 20 + 20 + 15 = 135...
Goruldugu gibi, fazladan bir 15 bin liraya ihtiyac var...
Ayetler
21.10.2008 - 15:01Nisa suresi ayet, 12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Cocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Cocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir) . Cocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak) tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.
Ayetler
21.10.2008 - 14:58Nisa suresi ayet, 11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Olenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer) . Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır) . Süphesiz allah ilim ve hikmet sahibidir..
deniz yıldızı
21.10.2008 - 14:54Dinlenildiginde gozleri nemlendiren, bogazlari dugumleyen, gonullleri sikistiran bir Sezen Aksu klasigidir. Her seferinde alir goturur bir yerlere icimdeki 'Ben'i...
Sozleri soyledir:
Bebeğim, hoşgeldin dünyaya, safalar getirdin.
Halan kurban olsun sana Bebeğim,
4,5 yıl önce ağabeyin geldiğinde yine hüzün basmıştı böyle bana...
Sevincin alına moruna uzanıp yüzümü sürdüm,
Körpe bir pembenin ak memeden hayatı emen iştahına,
Sonra üzüldüm düşününce dikensiz bir hayat olmaz ki...
Bebeğim, oğlum doğduğunda ben de çocuktum henüz.
Biz beraber büyüdük aslında, ne kadar neşeli bir kızdım.
Yıkılmamıştı dünya daha başıma ki, çok da yalnızdım...
Zordan geçtik, kordan geçtik, ana-oğul ve diğer bütün çocuklarım,
Doğurduklarım doğurmadıklarım.
Yaşadık hevesle değer vererek, ümitsiz de yaşanmaz ki...
Bebeğim, işte hepsi bu kadar, deniz yıldızı’nın hikayesidir hayat!
Ne kadar kurtarırsan kâr, kurtarırsan kâr, kurtarırsan kâr
Bebeğim, işte hepsi bu kadar, deniz yıldızının hikayesidir hayat!
Kaç hayat kurtarırsan kâr...
rabıta
21.10.2008 - 14:44Sozluk anlami olarak baglanti, ag, ilgi, alka demek olan rabita, rahmetli Ugur Mumcu'nun kaleme aldigi bir kitabin ismidir ayni zamanda...
Bu kitabinda Mumcu, 1980'li yillarda ulkemizi ve diger Musluman ulkeleri etkisi altina almaya calisan Suudi Arabistan kaynakli bir dinci tarikatin (Rabitat al Alam al Islami) bu amac ugrunda gerceklestirdigi eylemleri anlatmis, belge belge, isim isim anlatmistir...
Ve (uzulerek yaziyorum) , Mumcu'nun sonunu hazirlayan kitaptir ayni zamanda...
manda
21.10.2008 - 14:34Ormancilik sektorunde bol bol kullanilan cok guclu bir hayvan turudur. Kamyon ya da traktorlerin giremedigi engebeli bolgelere girerek, orman iscilerinin kestigi agac govdelerini, onlar icin ayrilan yere cekmede orman koylulerinin (Ozellikle de Bati Karadeniz bolgesinde) gercek dostlaridirlar...
Bir anlami da, bir devletin baska bir devletin boyundurugu altina girip, dis islerinde yetkisiz, ic islerinde bagimsiz olma durumudur. Hatirlarsaniz eger, Kurtulus Savasi oncesinde, bu konu, yani yok Alman mandasini mi kabul edelim, yok Amerikan mandasini mi tartismalari bol bol yapilmis ama, Mustafa Kemal ve O'na inananlar tarafindan kiymete alinmamis, kadin - erkek, genc - yasli savasilmis ve ulke kurtarilmisti...
Bu vesile ile, bir kez daha tesekkur ediyorum ulu onder ve etrafindaki bir avuc yurekli insana...
hallac-ı mansur
21.10.2008 - 14:22'En el-Hakk' (Ben Hakk'im) dedigi icin, oldurulen bir tasavvuf adami...
mani
21.10.2008 - 14:12Engel demektir efendim...
Bir cumle icinde kullanmak gerekirse; 'Lutfen bana mani olmayin'
Bir de halk edebiyatinda gecen maniler vardir. Genellikle 5 - 7 - 9 heceli hece olcusuyle soylenen, yazilan dortluklerdir. Hadi ona da bir ornek vereyim...
Denizlerin kumuyum,
Baliklarin puluyum.
Gel sevdigim yatalim,
Ben de Allah kuluyum...
sübyan
21.10.2008 - 14:02Dogru yazilisi sibyan olan bu sozcuk, henuz resit olmamis insanogluna verilen addir. Dilimize Arabca'dan gecmistir. Sabi sozcugunun coguludur.
Bu arada kisa bir gereksiz bilgi daha vereyim, eskiden ilkokullara, Sibyan Mektebi' deniyordi.
adolf hitler
20.10.2008 - 15:47Bana, babasi neden prezervatif kullanmamis acaba sorusunu sorduran kisilik...
şerefsiz
20.10.2008 - 15:31Son donemlerde, pek cok kavramda da oldugu gibi, ici bosaltilarak ayaga dusurulmus sozdur efendim... Eskiden bir agirligi vardi bu sozcugun. Her yerde ya da herkese diyemezdin. Mahvolurdun alimallah... Simdi oyle mi ya. Ogul, babasina diyor...
Zübük
20.10.2008 - 15:28Hem kitabi, hem de filmi harikadir...
Okumayan okusun, izlemeyen izlesin...
şehit
20.10.2008 - 14:54Aslinda din yolunda canlarindan olanlara denir sehit diye ama, gunumuzde savaslar sadece din ugruna olmadigindan, baska amaclar (Ulke, devlet, dava, ideoloji, asiret, tore..vs..) ugruna olan savaslarda da can verenlere sehit deniyor artik...
ateist
20.10.2008 - 14:38Ateizm, Tanri inancinin reddidir. Tanri fikrine dayali 'Teist' dunya gorusunu kabul etmemek demektir. Yani 'Tanri'ya inanmamak', ya da 'Tanri inancinin yoklugu' anlamina geldigi soylenebilir.
Ateizm Tanri'nin 'varolmadigina inanmak' demek degildir. Tanri'nin 'varolduguna inanmamak' demektir. Bu noktaya dikkat ediniz, cunku bu onemli bir fark. Ateizm bir 'inanc' degildir. Fazladan bir aciklama, ya da bir oneri sunmaz ateizm. Ateizm yalnizca, belli bir inancin yoklugu demektir.
kadın
20.10.2008 - 14:26kimi der ki kadın, uzun kış gecelerinde yatmak içindir;
kimi der ki kadın, yeşil bir harman yerinde, dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir;
kimi der ki ayâlimdir, boynumda taşıdığım vebâlimdir;
kimi der ki hamur yoğuran,
kimi der ki çocuk doğuran,
ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayâl, ne vebâl;
o benim kollarım, bacaklarım, başımdır...
yavrum, annem, karım, kızkardeşim;
hayat arkadaşımdır...
kadın
20.10.2008 - 14:21Cins-i latif...
kadın
20.10.2008 - 14:19Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
fobi
20.10.2008 - 14:06Nesneler, durumlar ya da olaylar karsisinda duyulan olagandisi ve istemsiz korkuya fobi denir efendim...
metroseksüel
20.10.2008 - 13:57Guzellik salonlarina giderek manikur, pedikur yaptiran, kaslarini incelten, vucudundaki fazla killari aldirtan, degisik giyim tarzlarinda hoslanan, piercing yaptiran ve disi yanlarini sergilemekten zevk alan ancak escinsel olmayan erkeklere denir efendim...
basur
20.10.2008 - 13:50Nasil korunuruz bu basur denilen illetten?
Efendim, bu konuda elimizde yapmamiz ya da yapmamamiz gerek 10 temel kural var... Neymis bunlar bakalim:
1 - Her gun duzenli olarak banyo yapiniz.
Sicak banyo 5 - 10 dakika sure ile bir kuvet icinde oturma banyosu olarak ya da dus sirasinda fiskiye ile makat bolgesine sicak uygulamasi seklinde yapilmalidir. Boylece hem o bolge temizlenir, hem de o bolgedeki kan dolasimi hizlanir...
2 - Tuvalet temizligine dikkat ediniz.
Tuvaletten sonra kalan kaka artiklarinin temizlenmesi icin tahris edici kuru tuvalet kagitlari yerine, bol su ve islak - yumusak tuvalet kagitllari kullanilmali...
3 - Kabiz olmaktan kacininiz.
Sertlesen kaka, zorlamaya bagli olarak basur ve catlak olusumuna neden olur. Bunu engellemek icin bol lifli yiyecek alinmali, duzenli beslenme aliskanligi edinilmeli, bol su icilmeli ve duzenli olarak egzersizler yapilmalidir. Boylece kakanin ideal kivami olan dis macunu yumusakligi elde edilir.
4 - Duzenli tuvalet aliskanligi edininiz ve ertelemeyiniz.
Tuvalet aliskanligimizi saglamak icin mumkun oldugunca gunun ayni saatleri kullanilmalidir. Tuvalet ihtiyacinin ertelenmesi, bize kabizlik olarak geri donecektir. Dolayisiyla da basurumuz azacaktir...
5 - Tuvalette fazla ikinmayiniz, gazete dergi okumayiniz.
Asiri ikinma karin ici basincini artiracaktir. Bu ise makat bolgesindeki kan akim hizini azaltacak ve hemoroid damarlarinda kan birikimine neden olacaktir. Boylece hemoroid memelerinde sisme ve kanama olusacaktir...
6 - Poponuzun kiymetini bilip, sicak tutunuz.
Soguk ortamlarda makat etrafindaki kan akim hizi azalacaktir. Buna bagli olarak makat etrafinda aniden gelisen agrili sislikler ortaya cikacaktir (Sis-agrili basur) ...
7 - Uzun sure ayni pozisyonda kalmayiniz.
Ayakta ya da oturarak uzun sure ayni pozisyonda kalmak, bu bolgedeki kan akim hizini azaltacaktir. Bu ise hemoroid memelerinin buyumesine ve sismesine neden olacaktir. Ara sira da olsa pozisyonunuzu degistirin ve hareket edin, en azindan kisa bir tur atin... Hala oturuyor yaaa... Alooo kime diyoruz? Bi kalk dolas bakim :)
8 - Uzun sure araba kullanmayiniz.
Taksi, minibus ve ozellikle uzun yol kamyon soforleri bundan daha cok etkilenir. Bu nedenle belli aralarla mola verip, sofor koltugundan kalkip dolasmak sagligimiza yararli olacaktir...
9 - Alkol ve baharatli gidalardan uzak durunuz.
Alkol bu bolgedeki kan akim hizini degistirerek hemoroid memelerinin sismesine ve kanamasina neden olmaktadir. Ayni sekilde baharatli gidalarin fazla alinmasi da diskilama sirasinda bu bolgenin tahrisine ve agrilara neden olmaktadir...
10 - Ve son olarak en onemlisi, dogru teshis icin muayene olunuz.
Tum bunlara ragmen makat sikayetlleriniz oldugunda ise kendinize yapabileceginiz en buyuk kotuluk, 'Basurdandir, herkeste oluyor' diyerek onemsememektir. Cunku makat kanserleri de bazen benzer sikayetlere neden olabilir...
Basur konusu ile ilgili olarak diyeceklerimiz bu yaziyla birlikte sona eriyor efendim... Bir baska konuda bulusmak umuduyla :)
basur
20.10.2008 - 13:48Aslinda bizim isimiz degil ama, bir on bilgi olsun diye nasil muayene edilir konusunda da bir seyler yazalim istiyorum...
Ne demistik, sagligimiz bizim en degerli varligimizdir, bunun ayibi olmaz... Hah iste bunu diyebilen hastalar, doktora gittiklerinde makat bolgesi rahatsizliklari icin 'Doktor bey (ya da hanim) , basurum var' derler...
Burda anti parantez bir seyler demek istiyorum. Cogu kez, gerek hastanin istememesi, gerekse doktorlarin muayene dahi yapmadan yazdiklari receteler nedeniyle istenmeyen durumlarla cok sik karsilasilmaktadir. Bu hataya lutfen dusmeyin. Makatinizi muayene ettirmeden ilac yazdirmayin, yazan doktoru da uyarin...
Muayene basittir aslinda...Genelde uc asamli olur.
1 - Hikaye: Doktorlar, hastaya sikayetlerinin neler oldugu, ne zamandan beri oldugu, nasil oldugu gibi sorular sorarak iyi bir on bilgi almaya calisir...
2 - Goz ve elle distan muayene: Normal muayene masasinin oldugu ortamlarda bu bolge muayenesi; ya diz - dirsek ustu (Halk dilinde dort ayak pozisyonu) , ya da sol yan pozisyonda iken yapilir. Solyan pozisyonda ki, daha cok bayanlar tarafindan tercih edilir, hasta alttaki bacagi duz, ustteki bacagini karnina cekecek sekilde sol yan yatirilir. Delikli bir ortu ile hemsire esliginde kalcalarin acikta kalan kisimlarinin ortulmesi saglanir. Ayrica havlu kagit verilerek de on tarafi kapatmalari saglanir. Bu islemler bittikten, yani hasta hazirlandiktan sonra kalca kenarlarini aralayarak anuse disardan bakilir.
Ayrica makat bolgesi icin gelistirilmis ozel muayene masalari sayesinde de muayene yapilmaktadir.
3 - Cihazla icten muayene: Distan yapilan muayenenin yeterli olmadigi durumlarda; cesitli cihazlar (Anoskop, rektoskop, sigmoidoskop, kolonoskop) kullanilarak barsaklarin son kisimlari dahil her sey gozden gecirilir, kontrol edilir...
Tabii bunlarin sonucunda da, muayene edilen bolgede ne gibi hastaliklar var konusunda kesin tanilar konulabilir.
Sunu soralim burda: Muayene olmanin hasta icin avantajlari nelerdir?
A. Once hastaliginin kesin teshisinin ne oldugunu, daha da onemlisi ne olmadigini,
B. Basur ise, farkli evrelerinin oldugunu, hastada hangi evrede bulundugunu ve evrelerine gore degisen tedavi yontemleri oldugunu,
C. Dolayisyla, hasta icin en uygun tedavi yonteminin ne oldugunu, nasil yapildigini ve sonuclarini ogrenir...
Bir de kontra soru soralim: Muayene olmanin hasta icin dezevantaji nedir?
? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
Yorum sizin...
Ne kaybettiniz?
Gelecek dersimizin konusu cok onemli... Basurdan korunma yollarini gorecegiz...
Beni izlemeye devam edin efendim :)
Toplam 936 mesaj bulundu