'Zor bir durumla karşı karşıya kaldığımda eğer yapabileceğim birşey yoksa bunu unutmaya çalışıyorum.Gelecek için endişelenmiyorum,çünkü hiç kimsenin gelecekte olacak şeyleri şekillendirebileceğini sanmıyorum.Geleceğimizi etkileyen o kadar çok güç var ki! '
Bütün mutlu ve başarılı insanların,kaçınılmazla işbirliği yaptıklarını,hayatlarını üzüntüden uzak sürdürdüklerini öğrendim.Bunu yapmasalardı yaşadıkları baskının altında ezilirlerdi.
Ah yaşadıklarımızdan zevk almaya bakalım.
Tozlu toprağa girmeden önce.
Şarapsız,şarkısız,şarkıcısız ve sonsuz,
Tozlu toprağın altına yatmadan önce.
Ömer Hayyam
Bugüne bir bak!
Çünkü bu,gerçek hayat.
Bugünün kısalığında yatar,
Varlığımızın tüm doğruları
Ve tüm gerçekleri,
Büyümenin hazzı,
Hareketin zevki,
Ve parlaklığı güzelliğin.
Dün bir düşten ibaretti.
Yarınsa bir hayal.
Bugünü iyi yaşamak,
Dünü tatlı bir düş.
Yarını umut dolu kılar.
İşte bu yüzden bak,
Bugüne bir daha.
Ve yeni doğan günü selamla!
Düğmeye basın ve geçmişin demir kapılarının kapandığını,dünlerin geride kaldığını duyun.
Geleceğin yükünü dününkiyle birleştirip bugün taşımaya kalkarsanız yıkılırsınız.
'Tanrım bize yalnızca bugün yiyebileceğimiz kadar ekmek ver.'
'Artık hiçbirşey için üzülmeyeceğim.Geçmişte yaptıklarımdan pişmanlık duymayacağım.Gelecek konusunda endişelenmeyeceğim.Unutmayın! Bugün bir daha doğmayacak.'
Çok sıradan ve hemen her gün kullandığımız,böylece gerçek anlamını yitirmiş bir kelime.
Şimdi şunu çok iyi biliyorum ve anlıyorum ki,gerçek bencillik,katıksız benciller çok tehlikeli insanlar.
İlk tanıştığınızda size kendinizi çok özel hissettirmeyi biliyorlar.Ve bu yöntemle kanınızı,etinizi,derinizi,ruhunuzu emiyor ve tüketiyorlar. Daha sonra sizi nasıl ve ne şekilde fırlatıp atacaklarını da çok iyi biliyorlar.Sizi bu fırlatışları öyle değersizleştiriyor,öyle acıtıyor, öylesine yaralıyor ki eğer hala ölmemiş,intihar etmemişseniz, yerinizden doğrulup yaşama devam edebiliyorsanız yine de bir zombiye dönüşmüşsünüzdür.Ve artık bir sürü yönünüz ya törpülenmiştir ya yokolmuştur.Artık eskisi gibi gönülden ve koşulsuz sevemezsiniz,artık insanlar için karşılıksız ve dostça birşeyler yapamazsınız,artık delicesine aşık olamazsınız; türkçesi artık siz siz değilsinizdir,siz artık çağa uygun formatta,çağa gerekli bir insansınızdır.Benciller sistemin gönüllü eğitmenleridir.
Tanrıça,
Yaratan,doğuran,esirgeyen,hayat veren,bağışlayan,kendi başına varolmaya vakıf olan,kendinden başka birşeye ihtiyaç duymayan,huzur veren,koruyan,kollayan,yokeden,aydınlatan,öğreten..........
Dostluk,hakkında çok konuşulan,çok düşünülen,hatta temcit pilavına dönüştürülmüş ama gerçekte var olmayan birşey.Dostluk belki bir ideal,belki bir hayal.Nasıl anlatsam bilmem ki,sanki zaman makinesi yapma hayali gibi,sanki uzayda dünya benzeri bir gezegen bulup oraya yerleşmek gibi bir hayal.Belki gerçekleşir, ama kimbilir ne zaman, cinsinden bir hayal.Oysa biz bu bencillik denizi toplumunda hepimizin hayali olan dostluk idealinden her geçen gün daha çok uzaklaşıyoruz.Peki nasıl olur,bu ne saçma şey diyeceksiniz.Herkes istiyorsa niye gerçekleşmez bir hayal.Çünkü herkes kendine bir dost edinmeyi hayal ediyor,kimse ideal bir dost olmayı hayal etmiyor.Ya da herkes dostluğunu,çok iyi bir dost olmanız karşılığında vermek istiyor.Kimse karşılıksız dostluk sunmuyor.
DOST
Dinler
DOST
Yargılamaz.
DOST
Paylaşır
Kıskanmaz
Yardım eder ama isterseniz
Samimidir
Asla arkanızdan iş çevirmez,hakkınızda dedikodu yapmaz.
DOST
Yapıcı öğütler verir,ihtiyaç duyarsanız.
DOST
Dingince ve saatlerce susar,öyle gerekiyorsa.
DOST
Saatlerce konuşur,sohbet istiyorsanız
DOST
Yine de bütün kararları size bırakır,karışmaz,müdahale etmez,gerekiyorsa sizi size bırakır.Bazen yalnızca onun varolduğunu bilmeniz yeterlidir çünkü...
Var mı arkadaşlar içinizde böyle bir dost olabilirim diyen.Her yiğidin harcı değil di mi?
Sıradan ve masum bir tarih gibi görünüyor değil mi? Hem de hazan mevsimi,hüzün vs.Evet hüzün ama acılara gark olmuş bir hüzün.Evet acının bini bir para!
KAN,GÖZYAŞI,ÇARESİZLİK,KİN,NEFRET,KORKU,ALDATILMA,YOKOLUŞ,KARANLIK.........
Hazan gibi sıradan bir lafla hiç uymuyor değil mi? Kendimizi aldatmayalım.Korku bizim damarlarımızda akan kan,korku bizim adımız,korku bizim toprağımız,hatta biz korkuyuz.Artık bütün bunlarla bir adım daha yürüyemeyiz.İşte size sıradan bir tarih,işte size hüzünlü bir sonbahar.
Eylülde gel!
Ölüm,şimdi bu akşam hemen yanıbaşımda.Uçurumun kıyısındayım,kaybedecek hiçbir şeyim yok.Biz genellikle kaybedecek hiçbirşeyimiz olmadığında,gerçeklere vakıf oluyoruz.Ve dünyam ve dünyalarımız o kadar küçük,o kadar sıradan,o kadar basit ki bir densizin bir fıske vuruşuyla yıkılıveriyor.O kadar aptalız ki yamuluveriyoruz.Ama yok,olur mu,biz çok güçlüyüz,hiç olur mu biz çok akıllıyız,hiç olur mu biz çok özeliz,biz çok güzeliz,biz çok entellektüeliz.
O halde derdin ne,o kadar çok güçlü ve özelsen kullan bu gücünü,kullan bu çabanı,aptal olma-faydalı ol.Zavallı olma TANRIÇA ol.Evet evet tanrıça ol ve bu akşam bunu tescille.
yardım edilen değil-yardım eden ol.
Avuç açan değil-esirgeyen ol.
Yalvaran değil-bağışlayan ol.
Sen bu akşam buna kesin karar ver.Bir tanrıça nasıl olursa sen de öyle ol.
Ben seninle nefes alıyorum.Asi saçlarınla,kara elmas gözlerinle,esmerliğinle,ille de o çok özel gülümsemenle.Ben seninle,seninle,seninle nefes alıyorum.
Faşizm damarlarımızda,faşizm artık şımarık- kapitalist toplumunun tüketen enerjisinde.Hayatı tüketen,aşkı tüketen,sevgiyi tüketen,arkadaşlığı tüketen,sanatı tüketen.Bütün bunları, yaldızlı kağıdındaki çikolata gibi, büyük bir heves ve heyecanla alıp,heyecanla-oburca sömürüyor,sonra hiç varolmamış gibi unutuyoruz. Bundan daha büyük bir faşizm olabilir mi?
Geri istiyorum!
Kalıcı ve bütün fırtınalara dayanan sevgilerimizi.
Geri istiyorum!
Hayatın içinde ve tümüyle bize ait olan sanatımızı.
Geri istiyorum!
Hayatın ta kendisini...
Ah benim asi çocuğum,biliyorum,onurlu ve asisin ama kime?
Bu asil asi ruhun benden başka kimseye sökmüyor.Çünkü zaten sen yalnızca seni sevenlere asisin,çünkü yalnızca sen kendine bir günah keçisi yaratıyor ve onun şiddetle canını yakıyor,ruhunu acıtıyorsun.Ah benim asi çocuğum kaderde bu asil asi'liğinin altında ezilmek te varmış ama kaç gün? !
Yaşam yenilgiye uğramaktır.Doğarken yenilgiyi kabullenerek doğarız,çünki doğmak bizim kararımız değil ki.Her geçen gün,her yaşanan olay,bütün hayallerimiz,beklentilerimiz yenilgiyi biliyor olmamızdandır.Her ne kadar kabullenmesek te,biz cennetten kovulmuş küçük insanlarız.
Bizi cennetten kovduran merak ta bir yenilgi değil mi?
Tanrının bize ceza olarak yüklediği aşk ta bir yenilgi değil mi?
Ya yaşıyor ve bütün saçmalıkları kabul ederek yaşıyor olmak? !
Aşk, korkunç bir köleliktir.Size yaşam hakkı tanımaz.Kişiliğinizi,onurunuzu,huzurunuzu yitirirsiniz.Normal şartlarda hiç kimsenin size yapamayacağı haksızlıkları sevdiğiniz yapabilir.'Hiç kimse paspas olmamalıdır'Ama siz aşıksanız paspasa dönüştürülürsünüz.
Aşk, İsa'nın başındaki dikenli taç gibidir.Sizi onurlandırdığını zannedersiniz,oysa o hep canınızı yakar,kanatır,iz bırakır. Şimdi sıra,ellerinizin ve bacaklarınızın çivilenmesinde.Artık o kutsal AŞK ÇARMIHINDA sonsuz acılar çekerek ölmeyi bekleyebilirsiniz! ...
Yüzünü çizdim hayalimde defalarca...Önce kapkara,derin gözlerin,sonra o çok özel,biçimli,karekterli burnun; ucu sivrilirken aniden kütleşiveren,sanki dediğim dedik diyecekken -aniden vazgeçermiş gibi,sanki herşey devam edecek gibi görünürken bıçak gibi kesip atmış gibi.Senin yüzünde herşey keskin:bakışların,dudak çizgilerin,yüz çizgilerin,burun kemiğin...Saçların asi,rengi gibi.Ya esmerliğin? Hiç kimseye esmerliğin bu kadar yakıştığını görmemiştim.Senin yüzünü benden başka kim daha güzel çizebilir?
Sendin o biliyorum.Hayatıma o kadar kendiliğinden,o kadar doğal bir girişin vardı ki...Aslında şimdi de korkuyorum,benim için bu kadar önemli olduğun için.Kendimi uçurumun kıyısında gibi hissediyorum.Oysa ellerin,gülümsemen ne kadar sıcak.Sesinin tınısı,sözlerin,bakışların ve herşeyin benim için bu kadar özelken,bütün bunların başkasına da böyle görünmesi olasılığı bile benim için çok yıkıcı.Sen,sen,sen o kadar çok özelsin ki bunu yalnızca ben görebilirmişim gibi geliyor.Ne olur sisler içinde kaybolma! ..
Çiçeğime can suyudur sesin
Tenime kenar suyudur sesin
Ve buhar ve buhur ve ter
Irmağıma liman suyudur sesin
Ateş beridir bunu düşünürüm.Ateş beridir de
su susar.Yunus beridir bunu düşünürüm,ölüm göçü
ırağ,ırağ ne kadar.Mum alevle oyunundan
yok olur çıkar.Yunus yüzdüğü suda anafor düşünmese
anafor oyulur mu su kadar? Aşk ah ışıklar söndürdü
Sodom'u ırağ,Irağ ki ne kadar.
Yüreğimde kandaki sudur sesin
Susarsan yalnız kalırım
Kırmızı kadar
Hulki Aktunç-Şarkılar
Yeni bir ülke yoktur,
Diyor o ünlü şair;
Ne de yeni denizler.
Nereye gitsen bu kent,
Seni peşinden izler.
Ama gitmektir benim
Yenilmezliğim dünyada.
Ve ben durmaz giderim,Bu can tende durdukça.
VİNCENT VAN GOGH
'Dünyamızı değiştiren onlar.Yinelemeyenler,yenileyenler onlar.Bu nedenle anlaşılmaları için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor,biz ölümlüler ve her gün yineleyenler için.'
'Cezanne,Van Gogh'a 'doğrusunu isterseniz sizin yaptığınız bu resimler birer deli resmi' der.'
'Resimde anarşi.
Anarşi karamsarlıkta doğar ve karamsarlığı yansıtır.Ama henüz hüzünlü değildir.Yıkma ve yaratma coşkusunu henüz içinde taşıdığı için olsa gerek.Van Gogh'ta ve resimlerinde olduğu gibi.'
'Vincent Hollanda'ca zafer demektir.Vincent Şöyle yazar mektubunda:'kimi zaman yenilgiye uğramış olmak,zafer kazanmaktan daha önemlidir.'Adı zafer olan ve tüm yaşamı yenilgilerle geçmiş bir insan.
Yenilgiyse yenilgi!
Resimlerimi küçük adımla imzalıyorum:Vincent-Zafer.Geleceğe inanıyorum.
Hayatımızdan uzun süremez acılarımız,ne de yalnızlığımız.
Yarını gören böylesi aklıbaşında kaç deli gördünüz siz! '
Alıntılar,Ferit Edgü'nün'Van Gogh yüzyıl sonra' adlı metinlerinden.
gelecek
14.07.2008 - 22:27'Zor bir durumla karşı karşıya kaldığımda eğer yapabileceğim birşey yoksa bunu unutmaya çalışıyorum.Gelecek için endişelenmiyorum,çünkü hiç kimsenin gelecekte olacak şeyleri şekillendirebileceğini sanmıyorum.Geleceğimizi etkileyen o kadar çok güç var ki! '
kaçınılmazlar
14.07.2008 - 22:22Olayları idare edemediğimi gördüğüm zaman,onların kendi kendilerini idare etmesini bekliyorum.
kaçınılmazlar
14.07.2008 - 22:20Bütün mutlu ve başarılı insanların,kaçınılmazla işbirliği yaptıklarını,hayatlarını üzüntüden uzak sürdürdüklerini öğrendim.Bunu yapmasalardı yaşadıkları baskının altında ezilirlerdi.
yaşam
14.07.2008 - 22:15Ah yaşadıklarımızdan zevk almaya bakalım.
Tozlu toprağa girmeden önce.
Şarapsız,şarkısız,şarkıcısız ve sonsuz,
Tozlu toprağın altına yatmadan önce.
Ömer Hayyam
bugün
14.07.2008 - 22:10Bugüne bir bak!
Çünkü bu,gerçek hayat.
Bugünün kısalığında yatar,
Varlığımızın tüm doğruları
Ve tüm gerçekleri,
Büyümenin hazzı,
Hareketin zevki,
Ve parlaklığı güzelliğin.
Dün bir düşten ibaretti.
Yarınsa bir hayal.
Bugünü iyi yaşamak,
Dünü tatlı bir düş.
Yarını umut dolu kılar.
İşte bu yüzden bak,
Bugüne bir daha.
Ve yeni doğan günü selamla!
üzüntü
14.07.2008 - 22:01Düğmeye basın ve geçmişin demir kapılarının kapandığını,dünlerin geride kaldığını duyun.
Geleceğin yükünü dününkiyle birleştirip bugün taşımaya kalkarsanız yıkılırsınız.
'Tanrım bize yalnızca bugün yiyebileceğimiz kadar ekmek ver.'
'Artık hiçbirşey için üzülmeyeceğim.Geçmişte yaptıklarımdan pişmanlık duymayacağım.Gelecek konusunda endişelenmeyeceğim.Unutmayın! Bugün bir daha doğmayacak.'
bencil
05.07.2008 - 20:13Çok sıradan ve hemen her gün kullandığımız,böylece gerçek anlamını yitirmiş bir kelime.
Şimdi şunu çok iyi biliyorum ve anlıyorum ki,gerçek bencillik,katıksız benciller çok tehlikeli insanlar.
İlk tanıştığınızda size kendinizi çok özel hissettirmeyi biliyorlar.Ve bu yöntemle kanınızı,etinizi,derinizi,ruhunuzu emiyor ve tüketiyorlar. Daha sonra sizi nasıl ve ne şekilde fırlatıp atacaklarını da çok iyi biliyorlar.Sizi bu fırlatışları öyle değersizleştiriyor,öyle acıtıyor, öylesine yaralıyor ki eğer hala ölmemiş,intihar etmemişseniz, yerinizden doğrulup yaşama devam edebiliyorsanız yine de bir zombiye dönüşmüşsünüzdür.Ve artık bir sürü yönünüz ya törpülenmiştir ya yokolmuştur.Artık eskisi gibi gönülden ve koşulsuz sevemezsiniz,artık insanlar için karşılıksız ve dostça birşeyler yapamazsınız,artık delicesine aşık olamazsınız; türkçesi artık siz siz değilsinizdir,siz artık çağa uygun formatta,çağa gerekli bir insansınızdır.Benciller sistemin gönüllü eğitmenleridir.
tanrıça
03.07.2008 - 02:05Tanrıça,
Yaratan,doğuran,esirgeyen,hayat veren,bağışlayan,kendi başına varolmaya vakıf olan,kendinden başka birşeye ihtiyaç duymayan,huzur veren,koruyan,kollayan,yokeden,aydınlatan,öğreten..........
dostluk
03.07.2008 - 01:54Dostluk,hakkında çok konuşulan,çok düşünülen,hatta temcit pilavına dönüştürülmüş ama gerçekte var olmayan birşey.Dostluk belki bir ideal,belki bir hayal.Nasıl anlatsam bilmem ki,sanki zaman makinesi yapma hayali gibi,sanki uzayda dünya benzeri bir gezegen bulup oraya yerleşmek gibi bir hayal.Belki gerçekleşir, ama kimbilir ne zaman, cinsinden bir hayal.Oysa biz bu bencillik denizi toplumunda hepimizin hayali olan dostluk idealinden her geçen gün daha çok uzaklaşıyoruz.Peki nasıl olur,bu ne saçma şey diyeceksiniz.Herkes istiyorsa niye gerçekleşmez bir hayal.Çünkü herkes kendine bir dost edinmeyi hayal ediyor,kimse ideal bir dost olmayı hayal etmiyor.Ya da herkes dostluğunu,çok iyi bir dost olmanız karşılığında vermek istiyor.Kimse karşılıksız dostluk sunmuyor.
DOST
Dinler
DOST
Yargılamaz.
DOST
Paylaşır
Kıskanmaz
Yardım eder ama isterseniz
Samimidir
Asla arkanızdan iş çevirmez,hakkınızda dedikodu yapmaz.
DOST
Yapıcı öğütler verir,ihtiyaç duyarsanız.
DOST
Dingince ve saatlerce susar,öyle gerekiyorsa.
DOST
Saatlerce konuşur,sohbet istiyorsanız
DOST
Yine de bütün kararları size bırakır,karışmaz,müdahale etmez,gerekiyorsa sizi size bırakır.Bazen yalnızca onun varolduğunu bilmeniz yeterlidir çünkü...
Var mı arkadaşlar içinizde böyle bir dost olabilirim diyen.Her yiğidin harcı değil di mi?
12 eylül
03.07.2008 - 01:20Sıradan ve masum bir tarih gibi görünüyor değil mi? Hem de hazan mevsimi,hüzün vs.Evet hüzün ama acılara gark olmuş bir hüzün.Evet acının bini bir para!
KAN,GÖZYAŞI,ÇARESİZLİK,KİN,NEFRET,KORKU,ALDATILMA,YOKOLUŞ,KARANLIK.........
Hazan gibi sıradan bir lafla hiç uymuyor değil mi? Kendimizi aldatmayalım.Korku bizim damarlarımızda akan kan,korku bizim adımız,korku bizim toprağımız,hatta biz korkuyuz.Artık bütün bunlarla bir adım daha yürüyemeyiz.İşte size sıradan bir tarih,işte size hüzünlü bir sonbahar.
Eylülde gel!
bu akşam
03.07.2008 - 00:55Ölüm,şimdi bu akşam hemen yanıbaşımda.Uçurumun kıyısındayım,kaybedecek hiçbir şeyim yok.Biz genellikle kaybedecek hiçbirşeyimiz olmadığında,gerçeklere vakıf oluyoruz.Ve dünyam ve dünyalarımız o kadar küçük,o kadar sıradan,o kadar basit ki bir densizin bir fıske vuruşuyla yıkılıveriyor.O kadar aptalız ki yamuluveriyoruz.Ama yok,olur mu,biz çok güçlüyüz,hiç olur mu biz çok akıllıyız,hiç olur mu biz çok özeliz,biz çok güzeliz,biz çok entellektüeliz.
O halde derdin ne,o kadar çok güçlü ve özelsen kullan bu gücünü,kullan bu çabanı,aptal olma-faydalı ol.Zavallı olma TANRIÇA ol.Evet evet tanrıça ol ve bu akşam bunu tescille.
yardım edilen değil-yardım eden ol.
Avuç açan değil-esirgeyen ol.
Yalvaran değil-bağışlayan ol.
Sen bu akşam buna kesin karar ver.Bir tanrıça nasıl olursa sen de öyle ol.
nefes
27.06.2008 - 22:08Ben seninle nefes alıyorum.Asi saçlarınla,kara elmas gözlerinle,esmerliğinle,ille de o çok özel gülümsemenle.Ben seninle,seninle,seninle nefes alıyorum.
faşizm
27.06.2008 - 21:53Faşizm damarlarımızda,faşizm artık şımarık- kapitalist toplumunun tüketen enerjisinde.Hayatı tüketen,aşkı tüketen,sevgiyi tüketen,arkadaşlığı tüketen,sanatı tüketen.Bütün bunları, yaldızlı kağıdındaki çikolata gibi, büyük bir heves ve heyecanla alıp,heyecanla-oburca sömürüyor,sonra hiç varolmamış gibi unutuyoruz. Bundan daha büyük bir faşizm olabilir mi?
Geri istiyorum!
Kalıcı ve bütün fırtınalara dayanan sevgilerimizi.
Geri istiyorum!
Hayatın içinde ve tümüyle bize ait olan sanatımızı.
Geri istiyorum!
Hayatın ta kendisini...
asi
24.06.2008 - 22:15Ah benim asi çocuğum,biliyorum,onurlu ve asisin ama kime?
Bu asil asi ruhun benden başka kimseye sökmüyor.Çünkü zaten sen yalnızca seni sevenlere asisin,çünkü yalnızca sen kendine bir günah keçisi yaratıyor ve onun şiddetle canını yakıyor,ruhunu acıtıyorsun.Ah benim asi çocuğum kaderde bu asil asi'liğinin altında ezilmek te varmış ama kaç gün? !
mongol
24.06.2008 - 22:08Yerine cuk oturan bir deyim olarak da kullanılabilir.
Bir türlü anlamak istemeyen.
Aşikar,apaçık olanı anlayamayan.
Nezaket,insanlık nedir bilmeyen.
yenilgi
24.06.2008 - 22:02Yaşam yenilgiye uğramaktır.Doğarken yenilgiyi kabullenerek doğarız,çünki doğmak bizim kararımız değil ki.Her geçen gün,her yaşanan olay,bütün hayallerimiz,beklentilerimiz yenilgiyi biliyor olmamızdandır.Her ne kadar kabullenmesek te,biz cennetten kovulmuş küçük insanlarız.
Bizi cennetten kovduran merak ta bir yenilgi değil mi?
Tanrının bize ceza olarak yüklediği aşk ta bir yenilgi değil mi?
Ya yaşıyor ve bütün saçmalıkları kabul ederek yaşıyor olmak? !
aşk
24.06.2008 - 21:45Aşk, korkunç bir köleliktir.Size yaşam hakkı tanımaz.Kişiliğinizi,onurunuzu,huzurunuzu yitirirsiniz.Normal şartlarda hiç kimsenin size yapamayacağı haksızlıkları sevdiğiniz yapabilir.'Hiç kimse paspas olmamalıdır'Ama siz aşıksanız paspasa dönüştürülürsünüz.
Aşk, İsa'nın başındaki dikenli taç gibidir.Sizi onurlandırdığını zannedersiniz,oysa o hep canınızı yakar,kanatır,iz bırakır. Şimdi sıra,ellerinizin ve bacaklarınızın çivilenmesinde.Artık o kutsal AŞK ÇARMIHINDA sonsuz acılar çekerek ölmeyi bekleyebilirsiniz! ...
yüz
09.04.2008 - 23:42Yüzünü çizdim hayalimde defalarca...Önce kapkara,derin gözlerin,sonra o çok özel,biçimli,karekterli burnun; ucu sivrilirken aniden kütleşiveren,sanki dediğim dedik diyecekken -aniden vazgeçermiş gibi,sanki herşey devam edecek gibi görünürken bıçak gibi kesip atmış gibi.Senin yüzünde herşey keskin:bakışların,dudak çizgilerin,yüz çizgilerin,burun kemiğin...Saçların asi,rengi gibi.Ya esmerliğin? Hiç kimseye esmerliğin bu kadar yakıştığını görmemiştim.Senin yüzünü benden başka kim daha güzel çizebilir?
sen
09.04.2008 - 23:28Sendin o biliyorum.Hayatıma o kadar kendiliğinden,o kadar doğal bir girişin vardı ki...Aslında şimdi de korkuyorum,benim için bu kadar önemli olduğun için.Kendimi uçurumun kıyısında gibi hissediyorum.Oysa ellerin,gülümsemen ne kadar sıcak.Sesinin tınısı,sözlerin,bakışların ve herşeyin benim için bu kadar özelken,bütün bunların başkasına da böyle görünmesi olasılığı bile benim için çok yıkıcı.Sen,sen,sen o kadar çok özelsin ki bunu yalnızca ben görebilirmişim gibi geliyor.Ne olur sisler içinde kaybolma! ..
şeyh galip
09.09.2007 - 20:51'Yine zevrak-ı derunum kırılıp kenare düşdü
Dayanır mı şişedir bu reh-i seng-sare düşdü.'
Şeyh Galib
'Yine kırıldı gönül kayığım,kıyılara düştü
Bir sırça şişe misali,taşlık yollara düştü'
Hulki Aktunç
09.09.2007 - 20:42Çiçeğime can suyudur sesin
Tenime kenar suyudur sesin
Ve buhar ve buhur ve ter
Irmağıma liman suyudur sesin
Ateş beridir bunu düşünürüm.Ateş beridir de
su susar.Yunus beridir bunu düşünürüm,ölüm göçü
ırağ,ırağ ne kadar.Mum alevle oyunundan
yok olur çıkar.Yunus yüzdüğü suda anafor düşünmese
anafor oyulur mu su kadar? Aşk ah ışıklar söndürdü
Sodom'u ırağ,Irağ ki ne kadar.
Yüreğimde kandaki sudur sesin
Susarsan yalnız kalırım
Kırmızı kadar
Hulki Aktunç-Şarkılar
Hulki Aktunç
09.09.2007 - 20:30Aşklar sapıp gider
Bildiği yola
Kaçmak ister
Ama kim
Kaçabildi ki
Vardığı yer
Gene kendi
Uzaklarına.
metin altıok
09.09.2007 - 20:05Yeni bir ülke yoktur,
Diyor o ünlü şair;
Ne de yeni denizler.
Nereye gitsen bu kent,
Seni peşinden izler.
Ama gitmektir benim
Yenilmezliğim dünyada.
Ve ben durmaz giderim,Bu can tende durdukça.
Van Gogh
09.09.2007 - 19:51VİNCENT VAN GOGH
'Dünyamızı değiştiren onlar.Yinelemeyenler,yenileyenler onlar.Bu nedenle anlaşılmaları için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor,biz ölümlüler ve her gün yineleyenler için.'
'Cezanne,Van Gogh'a 'doğrusunu isterseniz sizin yaptığınız bu resimler birer deli resmi' der.'
'Resimde anarşi.
Anarşi karamsarlıkta doğar ve karamsarlığı yansıtır.Ama henüz hüzünlü değildir.Yıkma ve yaratma coşkusunu henüz içinde taşıdığı için olsa gerek.Van Gogh'ta ve resimlerinde olduğu gibi.'
'Vincent Hollanda'ca zafer demektir.Vincent Şöyle yazar mektubunda:'kimi zaman yenilgiye uğramış olmak,zafer kazanmaktan daha önemlidir.'Adı zafer olan ve tüm yaşamı yenilgilerle geçmiş bir insan.
Yenilgiyse yenilgi!
Resimlerimi küçük adımla imzalıyorum:Vincent-Zafer.Geleceğe inanıyorum.
Hayatımızdan uzun süremez acılarımız,ne de yalnızlığımız.
Yarını gören böylesi aklıbaşında kaç deli gördünüz siz! '
Alıntılar,Ferit Edgü'nün'Van Gogh yüzyıl sonra' adlı metinlerinden.
Toplam 49 mesaj bulundu