Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir
Tam adı Muhammed Bin Musa el-Harezmi olan bu büyük bilim adamı, Horasan’da (Özbekistan’ın Karizmi kentinde) doğmuştur.Hayatının büyük bir bölümü Bağdat’da (Beytü’l Hikme’de) matematik, astronomi ve coğrafya konularında çalışarak geçmiştir.
Cebirin kurucusu olan Harezmi’nin iki önemli matematik kitabı vardır; 'Cebir' ve 'Hint Hesabı'.Harezm'de temel eğitimimini alan Harezmi gençlinin ilk yıllarında Bağdat'taki ileri bilim atmosferinin varlığını öğrenir.
İlmi konulara doyumsuz denilebilecek seviyedeki bir aşkla bağlı olan Harezmi ilmi konularda çalışma idealini gerçekleştirmek için Bağdat'a gelir ve yerleşir. Devrinde bilginleri himayesi ile meşhur olan abbasi halifesi Mem'un Harezmideki ilm kabliyetten haberdar olunca onu kendisi tarafından Eski Mısır, Mezopotamya, Grek ve Eski hint medeniyetlerine ait eserlerle zenginleştirilmiş Bağdat Saray Kütüphanesinin idaresinde görevlendirilir. Daha sonra da Bağdat Saray Kütüphanesindeki yabancı eserlerin tercümesini yapmak amacıyla kurulan bir tercüme akademisi olan Beyt'ül Hikme 'de görevlendirilir. Böylece Harezmi Bağdat'ta inceleme ve araştırma yapabilmek için gerekli bütün maddi ve manevi imkanlara kavuşur. Burada hayata ait bütün endişelerden uzak olarak matematik ve astronomi ile ilgili araştırmalarına başlar.
Bağdat bilim atmosferi içerisinde kısa zamanda üne kavuşan Harezmi Şam'da bulunan Kasiyun Rasathanesin'de çalışan bilim heyetinde ve yerkürenin bir derecelik meridyen yayı uzunluğunu ölçmek için Sincar Ovasına giden bilim heyetinde bulunduğu gibi Hint matematiğini incelemek için Afganistan üzerinden Hindistana giden bilim heyetine başkanlık da etmiştir.
Harezmi 'nin latinceye çevrilen eserlerinden olan El-Kitab 'ul Muhtasar fi 'l Hesab 'il cebri ve 'l Mukabele adlı eserinde ikinci dereceden bir bilinmeyenli ve iki bilinmeyenli denklem sistemlerinin çözümlerini inceler.
El Harizmi matematiğin yanısıra astronomi ve coğrafya ilimlerinde de eserler vermiştir. Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler 12. y.y. da Latince' ye çevrilmiştir. Bunu yanısıra Ptolemy'nin coğrafya kitabını düzeltmelerle yeniden yazmış, 70 tane bilim adamıyla birlikte çalışarak 830 yılında bir dünya haritası çizmiştir. Dünyanın çevresini ve hacmini hesaplama çalışmalarında yer almıştır. Güneş saatleri, usturlaplar ve saatler üzerine yazılmış eserleri de vardır.
Masonluk nedir?
Günümüzdeki masonluk, Rönesans ve Reform süreçlerini izleyen Aydınlanma Çağı’nda kurulmuş; akılcılık, bilimsellik ve insanlığın oluşumundan bu yana ortaya çıkarak, insanlığın gelişimine ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmuş bir kültür ve fikir üstyapı kurumudur.
Masonluğun amacı; semboller ve alegoriler aracılığı ile aşıladığı yüksek ahlâk ilkeleri ve erdemleri özümletmeye çalışarak olgunlaşmalarına yardımcı olduğu üyeleri masonlarla, dünyada din, dil ve ırk ayırımı olmaksızın tüm insanların eşitlik ve barış içinde kardeşçe yaşayacakları bir sevgi düzeninin kurulmasını sağlamaya çalışmaktır.
Özlem ÖZDİL 1979 yılında Almanya'nın Hannover kentinde dünyaya geldi. İlk bağlama ve repertuar derslerini babası Dursun Özdil'den aldı. Daha sonra Almanya'da gittiği bir konserde Sivas'ta yitirdiğimiz genç ozan Hasret Gültekin ile tanışma fırsatı buldu. Bu tanışma Özlem'in müzik hayatında yeni bir sayfa açmıştır.
Hasret Gültekin'in 'Şelpe' tekniğinden etkilenen Özlem Özdil, edindiği Hasret Gültekin'in video bantlarını izleyerek tekniği üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Şelpe tekniği; bağlamayı mızrap kullanmadan çalma tekniğidir.
Özlem Özdil Anadolu'nun geleneksel tarzı ile batının klasik gitar tekniğini birarada kullanmaktadır.
Genç sanatçı, 1976 yılında ilk sahne çalışmasına başladı.
1976 yılında 'Bebek Belediye Gazinosu'nda sahne alıyordu.
1977 yılında 'Allahaısmarladık/Kaç Yıl Geçti Aradan', 'Kaybolan Yıllar/Neye Yarar' 45'likleri ve ilk 33'lüğü olan 'Allahaısmarladık' piyasaya çıktı
1978 yılında Hurşid Yenigün'ün iki bestesine söz yazan Sezen 'Gölge Etme/Aşk' 45'liğini yaptı.
1978 yılında 'piyasadaki en eski Sezen Aksu albümü' olan 'Serçe' çift LP olarak piyasaya çıktı.
Sezen bugün ki müzik lüksünü elde edebilmek için 1979 yılını da çok dolu geçirdi. Bu yıl 'İlk Gün Gibi/Yalancı' ve 'Allahaşkına/Sensiz İçime Sinmiyor' 45'likleri piyasaya çıktı. Aynı yıl Sezen kendini sinemada da gösterdi. Sezen'in ilk filmi 'Minik Serçe' bir Atıf Yılmaz filmiydi. Başrollerini Bulut Aras'la paylaştılar. Bir yıldız doğarken, başka bir yıldızın sönüşünü anlatan bu film o dönemde beğeni toplamasına karşın günümüzde klasik Türk Sineması diye adlandırdığımız sınıfa giriyor.
Bu filmi senelerce Sezen de seyretmemiş olacak ki 1999 yılında Okan Bayülgen'in programında (Zaga) filmi seyredince kendisi de haline çok gülmüştü. (alıntıdır) :::::::::::: :))))
Aşk ikidir sevgi bir; Aşk yalan,sevgi gerçektir. Aşk sudur,sevgi susuzluk. Bu yüzden sevgi hasrettir, Özlemektir,beklemektir. Asıl maharet: Susuzken suyu içmek değil Karşısına geçip se ...
anayasa
03.06.2006 - 11:44Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir
harezmi
03.06.2006 - 11:34HAREZMİ (Algorizm)
(MS 770-840)
Tam adı Muhammed Bin Musa el-Harezmi olan bu büyük bilim adamı, Horasan’da (Özbekistan’ın Karizmi kentinde) doğmuştur.Hayatının büyük bir bölümü Bağdat’da (Beytü’l Hikme’de) matematik, astronomi ve coğrafya konularında çalışarak geçmiştir.
Cebirin kurucusu olan Harezmi’nin iki önemli matematik kitabı vardır; 'Cebir' ve 'Hint Hesabı'.Harezm'de temel eğitimimini alan Harezmi gençlinin ilk yıllarında Bağdat'taki ileri bilim atmosferinin varlığını öğrenir.
İlmi konulara doyumsuz denilebilecek seviyedeki bir aşkla bağlı olan Harezmi ilmi konularda çalışma idealini gerçekleştirmek için Bağdat'a gelir ve yerleşir. Devrinde bilginleri himayesi ile meşhur olan abbasi halifesi Mem'un Harezmideki ilm kabliyetten haberdar olunca onu kendisi tarafından Eski Mısır, Mezopotamya, Grek ve Eski hint medeniyetlerine ait eserlerle zenginleştirilmiş Bağdat Saray Kütüphanesinin idaresinde görevlendirilir. Daha sonra da Bağdat Saray Kütüphanesindeki yabancı eserlerin tercümesini yapmak amacıyla kurulan bir tercüme akademisi olan Beyt'ül Hikme 'de görevlendirilir. Böylece Harezmi Bağdat'ta inceleme ve araştırma yapabilmek için gerekli bütün maddi ve manevi imkanlara kavuşur. Burada hayata ait bütün endişelerden uzak olarak matematik ve astronomi ile ilgili araştırmalarına başlar.
Bağdat bilim atmosferi içerisinde kısa zamanda üne kavuşan Harezmi Şam'da bulunan Kasiyun Rasathanesin'de çalışan bilim heyetinde ve yerkürenin bir derecelik meridyen yayı uzunluğunu ölçmek için Sincar Ovasına giden bilim heyetinde bulunduğu gibi Hint matematiğini incelemek için Afganistan üzerinden Hindistana giden bilim heyetine başkanlık da etmiştir.
Harezmi 'nin latinceye çevrilen eserlerinden olan El-Kitab 'ul Muhtasar fi 'l Hesab 'il cebri ve 'l Mukabele adlı eserinde ikinci dereceden bir bilinmeyenli ve iki bilinmeyenli denklem sistemlerinin çözümlerini inceler.
El Harizmi matematiğin yanısıra astronomi ve coğrafya ilimlerinde de eserler vermiştir. Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler 12. y.y. da Latince' ye çevrilmiştir. Bunu yanısıra Ptolemy'nin coğrafya kitabını düzeltmelerle yeniden yazmış, 70 tane bilim adamıyla birlikte çalışarak 830 yılında bir dünya haritası çizmiştir. Dünyanın çevresini ve hacmini hesaplama çalışmalarında yer almıştır. Güneş saatleri, usturlaplar ve saatler üzerine yazılmış eserleri de vardır.
babaya bile güvenmemek
03.06.2006 - 11:31ben babamı çok seviyorumm.dünyada kimseyle kıyaslamam.
babaya bile güvenmemek
03.06.2006 - 11:30baba babalık görevini yerine,evlat evlatlık görevini yerine getirdikten sonra bu bir güvendir.
vakit gazetesi
03.06.2006 - 11:25pek ilgimi çekmeyen bir gazetedir........
evlilik
03.06.2006 - 11:22evlilik kutsal bir müessedir.şu anda sadece defter üzerinde geçerliliğini devam etmekte olan bir kurumdur.
renk
03.06.2006 - 11:18gökyüzü........)))
inanç
01.06.2006 - 14:08değer yargılar..........
What the bleep do we know? / Ne Biliyoruz ki?
01.06.2006 - 13:37çok şey biliyoruz.ama bilmediğimiz birşey var, yarın ne olacağımız.
beceriksiz
01.06.2006 - 13:35yapamam ilkesini düşüncelerinde yer edinmiş kişilerdir.
çukurova üniversitesi
01.06.2006 - 13:27sadece uzaktan gördüğüm üniversite
mason
01.06.2006 - 13:24Masonluk nedir?
Günümüzdeki masonluk, Rönesans ve Reform süreçlerini izleyen Aydınlanma Çağı’nda kurulmuş; akılcılık, bilimsellik ve insanlığın oluşumundan bu yana ortaya çıkarak, insanlığın gelişimine ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmuş bir kültür ve fikir üstyapı kurumudur.
Masonluğun amacı; semboller ve alegoriler aracılığı ile aşıladığı yüksek ahlâk ilkeleri ve erdemleri özümletmeye çalışarak olgunlaşmalarına yardımcı olduğu üyeleri masonlarla, dünyada din, dil ve ırk ayırımı olmaksızın tüm insanların eşitlik ve barış içinde kardeşçe yaşayacakları bir sevgi düzeninin kurulmasını sağlamaya çalışmaktır.
özlem özdil
01.06.2006 - 12:50Özlem ÖZDİL 1979 yılında Almanya'nın Hannover kentinde dünyaya geldi. İlk bağlama ve repertuar derslerini babası Dursun Özdil'den aldı. Daha sonra Almanya'da gittiği bir konserde Sivas'ta yitirdiğimiz genç ozan Hasret Gültekin ile tanışma fırsatı buldu. Bu tanışma Özlem'in müzik hayatında yeni bir sayfa açmıştır.
Hasret Gültekin'in 'Şelpe' tekniğinden etkilenen Özlem Özdil, edindiği Hasret Gültekin'in video bantlarını izleyerek tekniği üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Şelpe tekniği; bağlamayı mızrap kullanmadan çalma tekniğidir.
Özlem Özdil Anadolu'nun geleneksel tarzı ile batının klasik gitar tekniğini birarada kullanmaktadır.
özlem özdil
01.06.2006 - 12:45sazıyla, sözüyle ve türküleriyle çok sevdiğim değerli bir sanatçıdır.
özlem özdil
01.06.2006 - 12:42Yürü Be Haydar
Sıra dağlar korkutmasın gözünü
Yürü sevdamıza yürü be haydar
Yüreğime yasla yüzünü
Sensin ekmeğimin tuzu be haydar
Kıraç toprakların anasıyım ben
Sevdalı gelinin kınasıyım ben
Nice haydarların sevdasıyım ben
Sönmez yüreğimin közü be haydar
Yaralı yüreğim özlem anası
Bu töreler yıkılası yanası
Hozalı gelinin son kınası
Umut verir bize be haydar
Sarp kayalar sevdamıza yol olur
Dağlar çiçek açar sümbül gül olur
Türkü olur bağlamamda tel olur
Öykümüzü eller yaza be haydar
tüketim çağı çocukları
01.06.2006 - 12:25obez olmaya ortam hazırlamak.
iğrenç espriler
01.06.2006 - 12:23olmadık ortamlarda yapılan eylemdir.
öğrenci
01.06.2006 - 12:22kitapları üzerinde yapılan eylem
bencil
01.06.2006 - 12:20kendi istekleri dogrultusunda hareket eden
sezen aksu
31.05.2006 - 15:47Genç sanatçı, 1976 yılında ilk sahne çalışmasına başladı.
1976 yılında 'Bebek Belediye Gazinosu'nda sahne alıyordu.
1977 yılında 'Allahaısmarladık/Kaç Yıl Geçti Aradan', 'Kaybolan Yıllar/Neye Yarar' 45'likleri ve ilk 33'lüğü olan 'Allahaısmarladık' piyasaya çıktı
1978 yılında Hurşid Yenigün'ün iki bestesine söz yazan Sezen 'Gölge Etme/Aşk' 45'liğini yaptı.
1978 yılında 'piyasadaki en eski Sezen Aksu albümü' olan 'Serçe' çift LP olarak piyasaya çıktı.
Sezen bugün ki müzik lüksünü elde edebilmek için 1979 yılını da çok dolu geçirdi. Bu yıl 'İlk Gün Gibi/Yalancı' ve 'Allahaşkına/Sensiz İçime Sinmiyor' 45'likleri piyasaya çıktı. Aynı yıl Sezen kendini sinemada da gösterdi. Sezen'in ilk filmi 'Minik Serçe' bir Atıf Yılmaz filmiydi. Başrollerini Bulut Aras'la paylaştılar. Bir yıldız doğarken, başka bir yıldızın sönüşünü anlatan bu film o dönemde beğeni toplamasına karşın günümüzde klasik Türk Sineması diye adlandırdığımız sınıfa giriyor.
Bu filmi senelerce Sezen de seyretmemiş olacak ki 1999 yılında Okan Bayülgen'in programında (Zaga) filmi seyredince kendisi de haline çok gülmüştü. (alıntıdır) :::::::::::: :))))
öğle yemeği
31.05.2006 - 14:26Sabah kahvaltıyı yapmadan işyerine geldiğin zaman öğle yemeğine çıkmak için yapılan eylem
Aliye
31.05.2006 - 13:37Aliyenin dün akşamki final sezonunda,özellikle kıraçın söylediği şarkıları müthişti.
evde kalmak
31.05.2006 - 13:31Evlenmek istemeyenler için kullanılan kelimedir.
kaçmak
31.05.2006 - 12:06Kaç bakalım nereye kadar vicdanındada kaçabilecekmisin?
Toplam 471 mesaj bulundu