Arz benim, felek benim, Sema yapan sarhoş benim, Gökyüzünde yıldız benim, Ona bakan göz kimin? Gül benim, diken benim, Sevip katlanan dost benim, Aşikarım her yerdeyim, İyi düşün, ben nerdeyim? Hayat benim, aşk benim, Aynadaki yüz benim, Sonsuzum, sınırsızım, Olur mu hiç benim enim? Can benim, canan benim, Evrendeki sır benim, Aşkın dilindeki sözdenim, Kendine iyi bak! Gör neyim?
“Kainatın tüm sırları kutsal kitaplardadır, kutsal kitapların sırrı Kuran’dadır, Kur'ân'ın sırrı Fâtiha'da; Fâtiha'nın sırrı 'B'ismillâh'da; 'B'ismillâh'ın sırrı da 'B' harfindedir... Ben o ‘B’nin altındaki NOKTA’yım! '
”Sen kendini küçük bir şey zannedersin ama alemler sende dürülmüştür,
farkında değilsin” (Hz Ali)
Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
Güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için,
Beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,
Yarına inanmak için günbatımına,
İyi kalpli görünmek için zayıflığa,
Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
Demek ki,
Hiçbir şey anlamadın!
Söz ikilikte olur, bilen bilinen ikiliğinde. Bu da mevcûda aittir. Vücûd’da ikilik yok ki söz olsun. “Lâ mevcûde illallah” denmiştir. Yâni, mevcûd örtüsü kalkınca, illallah’tır, ayrılık kalkar, ikilik biter, söz biter. Ondan sonrası dile gelmez.
Sükût, lâ ilâhe’dir, fenâfillah’tır.
Sükût’a erenler, varlık zannından kurtulur, Hakk’tan gayri bir varlığın olmadığını doğrudan deneyimler, keşfederler.
Sükûnet, sekine’den gelir, o da, gönül rahatlığı demektir.
Panteizm adı altında toplanabilecek hiçbir görüş, vücudi vahdet karşılığı olamaz. Çünkü Panteizm, spekülatif bir düşünce veya felsefi bir meslek, vücudi vahdet ise ameli bir düşünce veya dini bir mezheptir.
Kafir, örten demek; örten, gerçeği örttüğü kadarıyla sınırlar; sınırladığını kabul eder; örttüğünü reddeder! ... Eğer beyin sadece kulak ve gözlerden gelen sınırlı bilgilerle kayıtlanıyorsa; bu sınırlı bilgilerden yola çıkıp, sınırsızlığı tefekkür edemiyorsa, şuur gerçeğe karşı kör ve sağır olmuştur; kendini beden olarak düşünür! ... Beden batağına saplanır, kendini et-kemik içine hapseder; bedeni kontrolü altına alması gerekirken, o bedenin kontrolüne girer! ...
Oruç; “ihtiyaçtan münezzeh” olan Öz varlığın, bedende yaşatılmaya çalışılan bir vasfıdır. Bir de gönlün orucu vardır ki, Allahtan başka hiç bir şey görünmez, duyulmaz, konuşulmaz, düşünülmez, yaşanmaz!
ölüm, yaşamanın karşıtı değil, yaşama karşın hep varolan ve beraber olduğumuz bir olgudur. bir canlı dünyaya gelirken ölümü göze alarak gelir... tıpkı bir aşkta ayrılığı göze almak gibi. ama yaşarken ölümü düşünmeyiz, korkmayız ölümden. çünkü er ya da geç gelecektir. tüm bu imgelemlerin dışında sonsuz şeylerin varlığı ölümü anlamsız kılar. çünkü ölüm, birşeyin yokolması değil dönüşmesidir.
'varolandan gelen her varlık dönüşecektir.' ölüm, bu dönüşümün bir adımıdır.
insan hayatında 17-23 yaşları arasında sıklıkla rastlanır. kalıcı ve uzun süreli değildir. bir yakını kaybetme, ciddi bir kaza geçirme, ölüm tehlikesi atlatma, tehlikeli bir hastalığa yakalanma veya ruhsal bir çöküntüye kadar ateist, ondan sonra ya sufi ya deist olur.
özlü sözler
28.10.2009 - 08:34'BABAN FAKİRSE SUÇ SENİN DEĞİL. FAKAT KAYIN PEDERİN FAKİRSE SUÇ SENİNDİR'
özlü sözler
03.10.2009 - 22:26Sözler elmas olsa bile alıcısı yoksa gürültüden ibarettir.
Bir insanın önyargı duvarını yıkması sonsuz bilginin ona açık hale gelmesidir.
Gönlüne kin koyan karşısında bir düşman bulur. Aşk koyan bir sevgili.
Biri iki görene şaşı derler; ikiyi bir görene alim.
Doğuştan köre renk tarifi yapılamayacağı gibi cahile de hakikat ilmi anlatılamaz.
Kur´an; “Her nefs ölümü tadacaktır” der. Tatma fiili bir tadanı gerektirir tatmak varsa ölüm yok demektir.
Bilinçte seyredilen birbirini izleyen olaylar akışı kimimizin dünyası olmuş kimimizin rüyası.
Beden ve zihin bir alettir. Aleti kullanmak ile alet olmak arasında fark vardır.
Doğası kazanmak ve biriktirmek olan insanın kaybetmeye tahammülü yoktur. Yaşam ise verdiklerini geri almak sistemi üzerine kurulmuştur.
Hz. Adem´in anasız babasız olmasına hayret etmeyen insan Hz. İsa´nın babasız dünyaya gelmesine şaşırmıştır.
Güneş ışığı çiçeklerdeki renklerin sebebidir fakat gerçek doğası renksizliktir.
Kibir cahilliğin belirtisidir tevazu bilgeliğin getirisidir.
Sevginin bittiği yerde katlanma başlar.
Sevgi hiç bir şeyi ayırmaz bilgelik hiç bir şeyle özleşmez!
Gerçekle Yüzleşmek / Sebahattin Zorlu
özlü sözler
03.10.2009 - 22:21saçmalamak bir sanattır ki:herkes beceremez.
ben
03.10.2009 - 22:19Arz benim, felek benim, Sema yapan sarhoş benim, Gökyüzünde yıldız benim, Ona bakan göz kimin? Gül benim, diken benim, Sevip katlanan dost benim, Aşikarım her yerdeyim, İyi düşün, ben nerdeyim? Hayat benim, aşk benim, Aynadaki yüz benim, Sonsuzum, sınırsızım, Olur mu hiç benim enim? Can benim, canan benim, Evrendeki sır benim, Aşkın dilindeki sözdenim, Kendine iyi bak! Gör neyim?
Sebahattin Zorlu / Gerçekle Yüzleşmek
özlü sözler
27.09.2009 - 12:23Arzda kim varsa hepsi fânidir.
Zül Celâl-i vel ikrâm Rabbinin vechidir Bâkî olan!
(Rahman 26,27)
özlü sözler
17.09.2009 - 21:04“Kainatın tüm sırları kutsal kitaplardadır, kutsal kitapların sırrı Kuran’dadır, Kur'ân'ın sırrı Fâtiha'da; Fâtiha'nın sırrı 'B'ismillâh'da; 'B'ismillâh'ın sırrı da 'B' harfindedir... Ben o ‘B’nin altındaki NOKTA’yım! '
”Sen kendini küçük bir şey zannedersin ama alemler sende dürülmüştür,
farkında değilsin” (Hz Ali)
Gerçekle Yüzleşmek
özlü sözler
11.05.2009 - 17:35* Sözler elmas olsa bile, alıcısı yoksa gürültüden ibarettir.
* Bir insanın önyargı duvarını yıkması, sonsuz bilginin ona açık hale gelmesidir.
* Buz eriyince ismi ve şekli kalmaz, aslı olan suya dönmüştür.
* Odun ateş değildir ama tutuşursa yanmaya başlar. sonra bir de bakarsın ki ateş olmuş.
* Bakış açını değiştirmeden değişim bekleme!
* Derdi aklında olanın, dermanı da aklındadır.
* En yakın yol, kendinden kendine olan yoldur!
Sebahattin Zorlu / Gerçekle Yüzleşmek
sevgi
28.02.2009 - 16:37Sevgi, deneyimlemek, özümsemek, farkındalığın ışığında yaşamaktır.
gerçek
28.02.2009 - 16:23Aleme basiretle bakabilirsen eğer
Gördüğün her şey tek değer
Derin düşünürsen aklın erer
Dersin ben yokmuşum meğer.
Sebahattin Zorlu - Gerçekle Yüzleşmek
tanrı
28.02.2009 - 16:18Varlık alemi O´ndan ayrı değil
Var olan O´dur gayrı değil
Alemlerin rabbi olan Allah
Tahayyül edildiği gibi tanrı değil
Sebahattin Zorlu - Gerçekle Yüzleşmek
özlü sözler
28.02.2009 - 11:14Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
Güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için,
Beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,
Yarına inanmak için günbatımına,
İyi kalpli görünmek için zayıflığa,
Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
Demek ki,
Hiçbir şey anlamadın!
sükût
28.02.2009 - 11:09Söz ikilikte olur, bilen bilinen ikiliğinde. Bu da mevcûda aittir. Vücûd’da ikilik yok ki söz olsun. “Lâ mevcûde illallah” denmiştir. Yâni, mevcûd örtüsü kalkınca, illallah’tır, ayrılık kalkar, ikilik biter, söz biter. Ondan sonrası dile gelmez.
Sükût, lâ ilâhe’dir, fenâfillah’tır.
Sükût’a erenler, varlık zannından kurtulur, Hakk’tan gayri bir varlığın olmadığını doğrudan deneyimler, keşfederler.
Sükûnet, sekine’den gelir, o da, gönül rahatlığı demektir.
varlık
28.02.2009 - 11:03Varlık, bütün varolanları kapsar, her şey (her beliriş) ondan, onda ve onun yoluyla vardır.
panteist
27.02.2009 - 20:51Panteizm adı altında toplanabilecek hiçbir görüş, vücudi vahdet karşılığı olamaz. Çünkü Panteizm, spekülatif bir düşünce veya felsefi bir meslek, vücudi vahdet ise ameli bir düşünce veya dini bir mezheptir.
azize
27.02.2009 - 19:15aklıma azize theresa geldi. kendisi arnavut asıllı iyilik meleği. 1979 nobel barış ödülünü aldı. 1917de doğdu, 1997de öldü.
kafir
03.09.2008 - 09:49Kafir, örten demek; örten, gerçeği örttüğü kadarıyla sınırlar; sınırladığını kabul eder; örttüğünü reddeder! ... Eğer beyin sadece kulak ve gözlerden gelen sınırlı bilgilerle kayıtlanıyorsa; bu sınırlı bilgilerden yola çıkıp, sınırsızlığı tefekkür edemiyorsa, şuur gerçeğe karşı kör ve sağır olmuştur; kendini beden olarak düşünür! ... Beden batağına saplanır, kendini et-kemik içine hapseder; bedeni kontrolü altına alması gerekirken, o bedenin kontrolüne girer! ...
Elif
03.09.2008 - 09:41Elif, Lam, Mim… Elif eğildi, Lam oldu… Lam büküldü, Mim oldu…
Kıyamdayken Elif’ti… Rükua eğildi, Lam idi… Secdedekine Mim dedi…
Elif’ten geldin, Lam’dan geçtin, Mim oldun! ...
11 ayın sultanı
01.09.2008 - 19:08Oruç; “ihtiyaçtan münezzeh” olan Öz varlığın, bedende yaşatılmaya çalışılan bir vasfıdır. Bir de gönlün orucu vardır ki, Allahtan başka hiç bir şey görünmez, duyulmaz, konuşulmaz, düşünülmez, yaşanmaz!
gerçekle yüzleşmek - sebahattin zorlu
didem
24.06.2008 - 14:56dide nin göz olması itibarıyla gözüm anlamına gelen sözcük yani ismim. ben olmasam göremezsiniz.
insan
15.06.2008 - 10:49tüm olumsuzluklara rağmen, tüm yaşanmışlıklara rağmen sevdiğim, değer verdiğim canlı türü.
arapcada ins şeklinde söylenir ve insan ins'lerin çoğuludur, yani kelimenin kökenine göre insanlar derken iki kere çoğullamış oluyoruz.
gerçek
15.06.2008 - 00:33Farkındalık içinde hep değişen fakat hiç değişmiyendir. An gelir dualite kavramı anlamını yitirir sadece gerçek kalır.
çile
14.06.2008 - 20:15Mevlevilerde 1001 gün boyunca az yemek, az içmek, az uyumak ve ibadetle vakit geçirerek nefsi temizleme eylemine verilen ad.
ölüm
14.06.2008 - 20:03ölüm, yaşamanın karşıtı değil, yaşama karşın hep varolan ve beraber olduğumuz bir olgudur. bir canlı dünyaya gelirken ölümü göze alarak gelir... tıpkı bir aşkta ayrılığı göze almak gibi. ama yaşarken ölümü düşünmeyiz, korkmayız ölümden. çünkü er ya da geç gelecektir. tüm bu imgelemlerin dışında sonsuz şeylerin varlığı ölümü anlamsız kılar. çünkü ölüm, birşeyin yokolması değil dönüşmesidir.
'varolandan gelen her varlık dönüşecektir.' ölüm, bu dönüşümün bir adımıdır.
ateist
09.06.2008 - 17:59insan hayatında 17-23 yaşları arasında sıklıkla rastlanır. kalıcı ve uzun süreli değildir. bir yakını kaybetme, ciddi bir kaza geçirme, ölüm tehlikesi atlatma, tehlikeli bir hastalığa yakalanma veya ruhsal bir çöküntüye kadar ateist, ondan sonra ya sufi ya deist olur.
Toplam 30 mesaj bulundu