Ne çok şeye yazık ediyor şu insanoğlu
Nimete, varlığa, berekete
Doymak bilmeyen gözüyle
sevmek bilmeyen gönlüyle
Daha ne kötülüklere gebe
Havalar soğudu
sütçü de gelmiyor artık.
Eksikliği kabul gören tek o
Kimler eksiliyor ömürden
ömür geçtikçe
Ne dalgalar kadar haşin
Farzet ki binbir duygu'nun yüklü olduğu
bir geminin sahibisin
mihmandarsın
kavramlar duygular düşünceler
birbirine girmesin diye hangi odalara koyarsın
Bu derin bir mahlastır
Kimler okusun
Derdim bu oldu dostlar
Kimler anlasın
Veren alır bilirim
Evvel zaman şarkıları.
Hesapsız sevdalar
ve arzın ortasinda
saklı
O büyük ruhlar....
Bülbül gibi şakımayı
Rüzgar gibi savrulmayı
Enginlerde durulmayı
Sen bilirsin gönlü güzel
Eller açıp yalvarmayı
Bu kentte su tozlariyla boğuldu çocuklar
ve analar süt dolu memeleriyle
geldiler
her sabah
Her sabah yeni bir çiçek açtı
Uçarı gönlümün sayfalarına
Dünyanın telaşındaydı herkes
ve şimdide izole yaşarken
hangi dağın rüzgarını
Hangi ağacın yaprağını anlatayım ki sana
En iyisi ellerini ver sen bana
Hazan ve garip hisleri
aylar oldu geçeli
müjgandır o
gelir ve örter tüm perdeleri
Sızacağı bellidir oysa
tülay hanım yüreğinize sağlık şiirlerinizi zevkle okudum kaleminiz daim olsun