şu ufacık evimin içinde dön babam, dön!.bu odadan öteki odaya; öteki odadan bu odaya!.hem de eşiklerden atlaya atlaya!..bir yazımda, eşiksiz bir evde yaşamak istiyorum demiştim ya; gerçekten istiyorum o evi!.lakin ne istediysem, olmadı birader!.sanırım ya yürekten istememişim ya da çok dua etmemişim!.daha dahası elime geçen parayı biriktirememişim!..nasıl biriktireyim ki yani!.aç mı kalayım, çıplak mı gezeyim beh!.dedim de; bu günlerde iki tane moda yaratılsın istiyorum!..birisi “çıplaklık” modası, öteki “bak bak doy” modası!..
bu modalar çıktığında, para biriktirip istediğim evi alabilirim, he valla!.
ah benim uçarı, kuş akıllı kafam!.söyle bana, şimdi sana nasıl kızmam!..çünkü; asıl anlatmak istediğim şey başkaydı!..sana ne kimin çok giyinmişliği, sana ne kimin midesinin şiştiği; ne anlatmak istiyorsan, onu anlat e mi!.
Görev
aaa!..yol yapma işi başkasına devredilmiş; duydunuz mu!?ben duydum, he valla!..bu işi devralan kişi nasıl bir yol yapar, nasıl yapar bilemem!..asfalt mı yapar, yoksa makadam yol mu, bunu da bilemem!..yol yapımında kullanacağı kumu, çakılı, asfaltı nereden bulur; bunu da bilemem!..yol yapmak için var mıdır parası, pulu, elinde haritası!..yap-işlet-devret sistemine mi dayandırır, yoksa kamu hizmetine açık olarak mı yapar; bunu da bilemem!.ha bir de var mıdır, yol yapımında kullanacağı aracı gereci; faizli para yatağı!.hiç bir bilgim yok bunlara dair; billahi!.
bildiğim şeyler var ama; yapılacak yolun inişli yokuşlu, virajlı olacağı ile otoyol olmayacağı!.çünkü; arada dağlar, dereler, dar geçitler, sınırlar var!.sınır dedim de; hadi sınır noktasına kadar yolu yaptı diyelim; izin olacak mı sınırı geçip yola devam etmesi için!.bence verilmez!.verilmesin hem de!.yollar da bilmelidir uzayıp gitmenin bir sınırı olduğunu!..durması gerektiği yerde durmasını, gitmesi gerektiği yerde gitmesini!..giden yolları istemek hakkımdır diye de düşünüyorum açıkçası!.duran yollardan, eğri yollardan, çıkmaz yollardan, inişli çıkışlı, dar yollardan uzak durmak gerekir bence!.
lütfen gülmeyin!..hele hele çok komik falan demeyin; bozulurum bak!.
şeyyyy!..
şey işte beh!..bir türlü diyemedim!..gelip gelip gidiyor dilimin ucundan mübarek!.neydi neydi diye sorup duruyorum kendime!.bir türlü söyleyemiyorum!yutmuşum sanki dilimi!.yuttum mu acaba diye koşuyorum aynanın önüne, çıkarıyorum dilimi; var!.hem de kürek kadar bir dil!.aman allahım diyorum, bu kadar kocaman bir dil, nasıl sığar ağız boşluğuna!..Allah’ın işi işte; sığarmış meğer!.tabii ki, dilin sığınma işi değil bu; sığdırılma işi!.
gider gider geliriz
gelir gelir gideriz
ölüm denen gurbete...
gelen candır
giden can
lo hamiş
sen kürtçe ağla
ben türkçe
sesimiz karışsın birbirine...
lo hamiş
lo hamiş
sen kürtçe ağla
ben türkçe
sesimiz karışsın birbirine...
lo hamiş
adamın dediği şeye bak hele!..kanal İstanbul yapılınca hamsi Marmara denizine gelecekmiş!.😀aynen öyle dedi, he valla!.bunu diyen kişi ben, sen gibi birisi!..”illaki de kanalı yapacağım” diyen kişi değil yani!..bu kişi, illaki kanalı yapacağım diyenin arkasından koşan birisi diyeyim o zaman!.
bu kişiye dedim ki; umarım hamsiler göç etmez Marmara’ya!.çünkü, Marmara’nın suyu sıcaktır; ölürler!.durup dururken hamsiden de oluruz, tamam mı?.
adamda tık yok!.
bu günlük işim
yumuşatıcı fabrikası açmak olacak
sermayem kütür kütür yalan!.
yalandan kazdım temeli
bismillah işledim direklerine
“ya allah” kerevetiyle kapattım üstünü
evrim dersime hoşgeldiniz!.
buyurun dersin konusu ekonomi.
heteredosk başkalaştı başkalaştı, başka bir şey oldu.
Hıyar!.
biliyorsunuz daha önceki yazılarımda marula, domatese,patatese, pırasaya takmıştım kafayı!..onlara dair ironiler üretmiş, biraz da kendimi içine katarak cümleler dizmiştim...dizer miyim, dizerim efendim!.bu benim, hayatla olan olan bağımı kuvvetlendiren halat gibidir!..asılırım asılırım, bir türlü kopmaz bu halat!..mübarek kendirden yapılmış!.gerçi bu ülkede kendir falan da ekilmiyor artık; yasak!..iş böyle olunca kendiri üreten başka ülkelerin yaptığı kendir halatlarla bağlanıyor artık elimiz, kolumuz!..onlarla asılmaya çalışıyoruz hayata!..asılırız tabii; hayat denen şey güzeldir beh!..hem de çok güzelll!..
dedim de; konu başkaydı de mi!.şu yarım aklıma şaşayım, ordan oraya savrulan rüzgar sanki!.yok canım, ters oldu!.savrulan rüzgar değildir bir kere!..savrulan rüzgara kapılan şeylerdir!.ben, sen, o, hepimiz savruluyoruz açıkçası, acı acı esen bu rüzgara kapılmış olarak!.biliyorsunuz acı esen rüzgarlar kuzeyden, kuzeybatıdan eser di’ mi!..biri poyraz,diğeri karayeldir !.lakin, bu acı rüzgar güneyden ve güneydoğudan esiyor nedense!.hem acı, hem de kumfırtınası!..hem bizi üşütüyor ısıtmak yerine, hem pazarımızı!..




-
Osman Ertan
-
Tfn Nn
-
Mustafa Bay
Tüm YorumlarTayyibe hanımi yıllar yıllar öncesinden tanırim ..kelimeleri yan yana getirmekteki ustalıği tartışılmaz .
Canım öğretmenim
Günümüz kutlu olsun.Hep güzellikle,sevgiyle ve çocuk yürekleriyle dolu olalım.
Ama ben okumayı özledim...
Öğretmenimi..........