seni yazdığım dizelerde,
ne kural kalıyor ne de kaide.
sevmem zaten şiirlerimde ölçüyü mölçüyü,
ne uyak olsun ne de kafiye...
söylemiştim daha önce sana,
kuralsız seviyorum seni diye.
seni yazdığım dizelerde,
ne kural kalıyor ne de kaide.
sevmem zaten şiirlerimde
ölçüyü mölçüyü,
ne uyak olsun ne de kafiye...
söylemiştim daha önce sana,
sen kalbimin ne sol yanısın,
ne de sağında kalansın...
sen yüreğimin en doğususun.
her sabah güneşim sende doğar,
sen aşkıma en güzel lisansın.
Sen kokuyor yine bu şehir...
Kaldırımlarında ayak seslerin,
Her köşe başında gizli izin.
Bitmeyen aşk şavaşları başımda!
Tuzmu basılır böyle yaralara?
Seni düşünerek uyuyorum ya...
Sen on altı yaşındasın
Belinde basma eteğin
İstiklal caddesinde
Benden gittiğin saatlerdesin
Kardeşler fırını durağında
Beni kardeşin gibi sevdiğin
sen şimdi;
bende güzel kal,
sadece bende...
kimse bilmesin seni,
görmesin güzelliğini,
kokunu duymasın,
sensizliğin,
kızıl bir sessizliği var içimde...
ve yüzümde,
yalancı zifiri aydınlıklar...
ıssız kalabalıklar gibi,
bu şehrin sokakları...
sen söylediğinde sevdiğini,
belki susmak mıydı cevabı;
seni seviyorum demenin,
başka bir dilde adı...
sen ustaydın ben çırak,
sen bilgeydin ben sana aç.
o yüzden dilim tutulur,
konuşmaz seni dinlerdim...
ömür geçti, çok bir şey değişmedi.
sen hâlâ bilgesin, ben geveze çırak...
sere serpeydi hüznün,
öyle sessiz, öyle yalnız.
uzanmış gibi kollarına baharın,
öyle mahzun, öyle çaresiz.
rüzgarlara bırakmıştın sesini
sanki korkuların var gibi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!