aynı aykırı sevdanın aynı yarasıydık,
ayrı kaldık seninle, ayrı ayrı kanadık...
aynı denizin dalgalarını,
ayrı kıyılardan
seyretmek gibiydi,
seni sevmek...
Aynı şehrin ayrı düşmüş,
Biçare aşıklarıyız
Bu şehre küsmüş...
Küsmüşüz de bihaber
Sokakları, bakkalı, manavı,
ayrı dünyaların aşıklarıydık seninle
ve ayrı dünyalara vurulduk,
başka gönüllere konuk olduk...
benim ki; pencere aşkıydı bir nevi...
sen pencerenden seyrederdin dünyayı,
ben ise sokaktan, senin pencereni...
Ayrılıklar çizdim
Göğün karanlığına,
Şiirler sakladım
Seviştiğimiz kuytulara...
Ay dolunay bu gece
azad et gönlümü gönlünden,
buruşturup çöpe at ya da.
ya da söküver gitsin,
gözlerimi gözlerinden...
biliyorum gelmeyeceksin,
belki de hiç bir zaman sevmeyecek...
azalıyorum her nefesimle,
nefes nefes atıyor beni zaman,
fırlatıyor senden en uzağa...
hangi diyarlarda kayboluyorum,
nasıl yok oluyorum bilmiyorum...
sarhoş muyum,
az önce güneşi uğurladım.
selam saldım, yüreğimi kattım...
koyuldu yola, iki saate yanında...
şiirlerimide saldım yoluna...
şimdi oralar soğuktur da,
üşümesin diye kalbin,
bağıra bağıra okusam seni,
çığlık çığlığa şarkılar...
ciğerlerime doldurup doldurup,
bir nefes daha yaşatmak seni...
bahçelerde dut ağacı,
yol kenarları toprak,
kaldırım icat oldu olacak.
taş üstü olurdu sohbetler,
kapı eşiğinde kadınlar,
dedikodunun yeni yetme olduğu,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!