Karşıda ışıkları yanıyor şehrin
Elimde tüfeğim ve nöbetteyim
Aklımda sadece sen varsın
Bilmiyorum aslında nerdeyim
Karşıda ışıkları yanıyor şehrin
Gözlerim derin sonsuzluklara odaklı
Gözlerimde yıldızların parıltıları saklı
Gözlerim karanlığa alıştı, aydınlığa düşman
Gözlerim uykuya hasret, uykusuzluk yaman
Ruhum geceleri kendine dost edinmiş
28 yıl olmuş
Karşılaştığım güneşle
Saçlarımın sarılığı ondandır
Aya tutunup uyumuşum geceleri
Ondandır yükseklik korkum
Denize doğmuşum meğer
Words are not enough
To explain my love
No worlds are enough
To contain my love...
(02.08.2004, Istanbul)
Oğlum, delikanlım, yiğit evladım
Seninle çoğalacak, tanınacak adım
Yaşadığım her ânı adım adım
Alın terimle sulayıp, kanımla sıvadım
Senin için tüm bu çekilenler
Seni sensiz yaşayamadım
Resmini koklayamadım inan
Rüyalarım unutuldu ertesi gün
Sesine doyamadım
Uykusuz geceler paklayamadı
Nefes alıp vermek mi ölmemek
Gömmek mi ruhu bedene
Ağlamaklı gözlerle gömdüm ruhumu
Bedenim acı, kalbim sancı dolu
Olmak mı aslında olmamak
Ben ölmüşüm, dünya yasta
Zaman olmuş zaten hasta
Güvenilmez bu hayata
Cahil alimle kıyasta
İnadına zalim olunmuyor
Kendimi öldürmek belki en iyisi
Düşünceler ardı ardına sonsuz
Hiç düşünmemiştim bu şıkkı ömrüm boyunca
Bu seçenek belki kusursuz
Yaşadığım günler hep huzursuz
Erke bitmez, yol gitmez ben olunca
Ümit etmez, dil yetmez sen olunca
Saik olmaz hiçbir detay, ol deyince
Faik olmaz fevkal-beşer bile ölünce...
(07.09.2004, İstanbul)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!