Ol demekle olmaz ki muhal
Değişmez ki istemekle bu hal
Sabit olmalı düşünceler
Sabit olması gerektiğince
Değişmeli fikirler
Değişmesi gerekince
Bitti
Kan gitti bedenden
Yaş aktı gözlerden
Kalp acı, gönül yara
Sen gittin, hayat
Bitti
Savrulduk, sonbahar rüzgarlarında yapraklardık
Solduk, susuz kalmış güller, papatyalar
Kavrulduk, tezgahtaki ayçiçeği çekirdek
Vurulduk, tepelerinde conk bayırının
Sürüldük, Malta sahillerine JönTürkler
Büküldük, büklüm büklüm, kırılmadık
Gerçekler acıysa eğer, sen benim tek yalanımsın...
Birtanecik karıma...
Senden önce hiç kimsenin
Bakmadım gözlerine
Sevdayla böylesine
Bir barbie bebek gibi sevdim seni
Karşılığı olmayan bir aşkla
Karşılık verdiğinde şaşırdım
Bilmezdim masada biter sonu
Daha binlerce yıl geçmeden
Yatmaya yer bulunur elbet
Yatanda varsa biraz edep
Zor da olsa kazanılır ebed
Varsa yaşamaya bir sebep
(27.09.2004, İstanbul)
Sen gülsün dağda açan, ben gelincik
Rengimiz aynı olsa da benim ömrüm kısa
Dağlara tırmanılmaz, yokuşlar dik
Keşke bu erin başı hep
Dağlar kadar dik olsa
Kin ne büyük bela, ne büyük gaflet
Ne büyük öc bu aldanmak
Koca dünyada bir ben, bir sen
Bir de Deli Kızın Türküsüyle Sezen...
(03.09.2004, İstanbul)
Akşam oluyor şehrin üzerinde
Kuşlar da gittiler
Bir bıçağın iki yanı keskin
Yüreğimi kestiler
Acı duydum aniden
Unutmak mecburiyetindesin
Unutulmak karşılığında
Günler kovaladıkça birbirini
Zaman sarmallığında hayatlar
Yaşamaya devam etmelisin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!