Her sabah güneşe dönen ayçiçekleri değil miydi?
Nasıl da unutmuşum onların hikayesini
Ezelden beri aşık hepsi güneşe
Güneş doğana kadar bekleyenler
Güneşin doğmasıyla ona yönelirler
O geçtikçe peşisıra gidenler
Bugün odama kapadım kendimi
Şiir kitaplarına daldım, hayal gibi
Üzerimde süveterim, altımda kamuflaj
Yarı sivil, yarı askerdim bugün
Telefonda konuştuk seninle
Aşığınım biçareyim
Küle döndüm viraneyim
Ben bu yolda harabeyim
Al kalbimi kurtar beni
Kalbim ağır gelir bana
Bir de adalet olacaksın
Eşitlik dağıtacaksın
Beni esir ettin sen
Sen kendini savunacaksın
Savunma! Faydasız artık
İkinci bir ailedir beni saran
Birinciyi bulamayanlara inat
Düşman sesi irkiyor beni “davran”
Vatanım geriyor bana kanat
Bir memleketim daha oldu
Anneme...
İlk ağladığımda olan yanımda
Son sustuğumda bile olacak aklımda
Taşıyorum onu içimde, hatta kanımda
Sensin o ta derinde canımda...
Yaşlı gözlerle son bakışın vardı ya
Hani o otobüsün yanından bana
Ağlamak yok deyişin, elinle kalp çizişin
Hiç unutmadım, yol boyunca ağladım...
(28.04.2004, Ankara)
Her güne hevesle uyanmak
Gün sonu alkışsız perde kapatmak
Son perdeyi ağlayarak kapatmak
İnsan olmak...
(14.07.2004, İstanbul)
Boğazdan son geçtiğim anı hatırladım birden
Boğazımdan son nefesimin geçtiği an gibi
Güzelliklerinden etkilendiğim ilk deniz
Ve ilk şehir beni yutan, ve aşık olduğum
Son kez motora binişim geldi hatırıma
Unuttuk ruhun esaretini
Kalmadı Nuh'un gemisinden eser
Harcandık yıllarca
Yüzyıllarda kaybolduk
Sürüklendik zamanda
Işığa koştuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!