Sensizim,
Gecelerin en karanlığında,
Yalnız bir başına parlayan,
yıldızlara baktıkça,
İşte gidiyorum,
Ateş olup yüreğimden yanmaya,
Yağmur olup sessizce toprağıma akmaya.
Savrulup rüzgârlara, ile düşüp geceye,
Usul usul kaybolmaya...
Ben seni yoklukla varlık arasında,
İmkansız düşlerin kıyısında,
Sessizliğin zemherisinde donarak sevdim.
Sevdiklerim var benim.
Çıkmaz sokaklarda elimi bırakıp da, arkasına bakmayan...
Bana nefesim kadar yakın iken, Düşüncelerinde fizan kadar ırak olan
Sevdiklerim var işte...
Yüreğimden sevdanı indirmemiştim daha,
Yüreğin benden gittiğinde...
İçimin sokakları sessizdi,
Sensizlik beynimde uğuldayarak geçerken.
Susmadım,
Sadece içime gömdüm seni.
Sana bağırmadım belki ama,
Her sessizliğim çığlıktı —
Duymadın.
Bu gece son gece, son hikâye,
Son masal, son şiir, son mısra,
Hayatımda biten son hece.
Köhne hayat, bu son günüm,
Belki de son gülüşüm,
Son gözyaşı döküşüm,
Suç benim mi?
Asırlarca, Araf ile Sıratın kenarında sürüklendim.
Gamzelerim gülmeyi unuttuysa,
Bir zamanlar umutla çarpan kalbim
Şimdi sessizse,
Suskunluğumu savuruyorum sana,
Rüzgar gibi,
Bir fırtına öncesi sessizlik gibi.
Beni vur dedim yüreğime,
Kahvenin hatrını koydu önüme...
Bir yudum içtim, sustum derince,
Ağızda tat, içimde zehir delercesine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!