Cellat!
Cellat! Durma, çek ipimi,
Bakma öyle acıyan gözlerle.
Başım dik benim, olmasa da keyfim yerinde,
Vicdanım rahattır, git herkese söyle.
Geceleri taş kesilmiş gözlerin,
Uykunun bile unuttuğu bir kadındın sen.
Dizlerin dua içinde eridi de,
Bir kere bile kabul olmadın.
Dağılıyorum işte
Soranlara iyim diyorum...
Oysaki dağılıyorum işte ...
Kırılan cam gibi tuzla buz oluyorum..
Yerlere dökülen tuz gibi kayboluyorum...
Gözden akan yaş misali büyük bir gürültüyle yüreğine yüreğime ağlıyorum...
Ne sorarsın bu halimi, küçüğüm!
Adı üstünde, derbeder…
Eğer bilmek istersen, anlatayım sana, dinle...
Bizim acılarımız dilsizdir, küçüğüm.
Konuşmaz… Yazar, acıtır, deşer, kanatır,
"Dinle İçimdeki Mevlâ"
Rabbim...
Kullarına aşk diye yanıp,
Su diye ölenlerine,
Binlerce kez tövbe edip,
Rabbim...
Kullarına aşk diye yanıp,
Su diye ölenlerine,
Binlerce kez tövbe edip,
Yeniden çıkıp gelenlerine,
gitme!
Dağ olur hasretin, taşıyamam!
Yüreğime çöreklenir dertlerim,
Yalnız kalırım, yaşıyamam!
Boğazıma düğüm, düğüm olur kederim,
Sesim çıkmaz, konuşamam!
Kırık bir aynayım artık,
Baktıkça kesiyor yüzümü kendi suretim.
Kendimden bile sakladım seni,
Adını anarken bile sustum…
Ben, sana yazılan son cümleyim,
Ne bir nokta koyabildim ne bir virgül.
Adını içimde taşıdım
Her sustuğumda biraz daha büyüdün içimde —
Oysa küçülseydin, gidebilirdim.
Susmak mı?
Gel gör...
Asırlık bir suskunlukla yanar can,
Yangını anlatmaz hiçbir harf.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!