Gözleri gök mavisi, omuzları mermer beyazı,
Gülüşüne hayran olduğum, pagan günlerinin tanrıçası.
Gel, altın renkli asma dalından tacının altındaki
Parlayan alnına değdireyim dudaklarımı.
Tepeye giden şu yeşil patikayı görüyor musun?
Yamaç yollarından
Sıkıntılı bir uykunun üç duvarlı gölgesinde
İkizim, çok yönlüm sana geliyorum,
Deltaların çıkış yerine gider gibi sana,
Başın benimkinden daha küçük
Yakındaki deniz, dayanıksız endamının
Ev pembeydi, mavi panjurlu,
Yüzünün hatlarını görüyordum gece.
Sinirliydim biraz, şafak yaklaşıyordu,
Semada perişan artık yıldızlar,
Ben aya bakarım ay bana bakar…
Hasretin kalbimi yandırır yakar.
Gece yalnızlığı andırır zaman.
Yaman özlüyorum ben seni yaman.
***
Yüz bin yıl yaşamış olsam, hâlâ gücüm olurdu
Seni beklemeye, ey yarın, ümitle hissedilen.
Üst üste incinmeyle acı çeken yaşlı zaman
Şöyle sızlanabilir: Sabah yenidir ve yenidir akşam.
Ama pek çok aydan beri uykusuz yaşıyoruz,
Yeni yıl kutlu olsun her şeye :
Dünyaya! Ormanlara! Denize!
Yeni yıl kutlu olsun bütün güllere
Kış onları hazırlar gizlice.
Yeni yıl kutlu olsun birbirini sevenlere
Yine de, beni sevseydin ! eğer bu şaka
Gizlice çimlenseydi ve kök salsaydı ;
Eğer, şahsımı aldatan, Mari (Marie) , ağzıyla
Ve kalbiyle sevgilim diye çağırmış olsaydı!
**
Eğer seni aldatsaydım, ve alaycı gülümsememi
Yirmi yaşında göz zor beğenir, çok gururludur:
İnsan ilk karşılaştığına bakmaz, ama
Gözler en güzele kayar! Ve safça
Kendinden geçerek, dün doğan arzuyu aşkı sanır.
**
Senin gibi kızım olsun isterdim
Sarı saçlarıyla, mavi gözleri
Tıpkı senin gibi baksın isterdim
Kirpiğin altından hep mavi mavi.
Gezdirmek isterdim elinden tutup,
Kral don Juan
Atla gittiği bir zaman
Üzerinde görünce dağın
Grenada’sını İspanya’nın ;
Ona şöyle der birden :
Sevimli şehir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!