Astım balkona yüreğimi üfle rüzgâr
Yüreğimin direğini yıktılar.
Atar mı anaların bakışlarında nabız?
Açar mı anılarda papatya çocukluğum?
Bebek kokularını vurdular sokaklarda
Şaire akıl verir çokbilmiş biliciler!
Sözü soğut diyorlar acıyla aç aranı
Hele bir geçen geçsin eskisin taze olan
Önce yatışsın öfken dinsin isyankâr kanın
Sonra bir iki sözle ütülersin vicdanı.
Dudağı soğumuşsa aşkın
Nasıl ısıtabilir bir aşkın yüreğini
Her elin dokunduğu düştekidir aslında
Her düşte olmayanın hayali.
Ben sana dokundukça düşümle sevişirim
Roboski ağıtı
Ah çocuğum, deli coşkum, kan kirvem
Uyu kardeşim benim, uyu eğilmiş başım
Yine bir kara akrep, sokuldu kalbimize
Bir zamanlar aşk vardı
Annem gül elerdi yastığının üstüne
Düşürürdü ellerinden dalgınlığına gülen
Bir ipek mendili yol üzerine.
Uzun sürse de hasret selamlar yolda kalmaz
Bütün halklar melezdir
İşgaldir kadının karnına aldığı tohum
Üstünden geçerken kıtalar birbirinin
Aşk ayin değildi dünya
O gün beni kim doğurdu.
Görmedi çocuk denizi
Üstünden tuzlu nehirler geçti
Anasının iki gözü.
Bütün sevinçler ölmek midir
Bütün aşklar yakılmış köy.
Adımları yankısız ve kaygılı çıkmıştı sokaklara
Ne varsa kötü olan, tekin olmayan hep oradadır
Avuç içlerinde keskin bıçaklar, bu çağın kıyameti
Çaresiz bir bunaltıda atıklar gibi var olan sahipsizlik
Linç bir yaşam biçimidir diyorum size, bu alkışlarla
Başarı ödülüdür her cinayet de, bir görünmez maşa siste
Ne zaman ağzımı açsam
Sözümü kapıp yutan
Bir bakış fırlatırdı babam.
Biz ne kadar biziz ne kadar onlar?
Ne kadar kendimiz olabildik ki?



-
Suna Aras
Tüm YorumlarŞİİRE GÖTÜREN SÜRECİN ALT DOKUSU
Suna Aras
Şiir nedir? Neden yazılır? Nasıl yazılır? Nedir şiiri yazdırtan o ‘ilham’ denilen şey?
Cin midir? Peri midir? ‘Vahi’ midir? Bu Allahın belası şey nasıl bir duygudur?
Nasıl bir iç tepisidir?
Onun fısıldadıkları mı yazılanlar?