3
Bazen berbat bir öfkesin kızdırılmış iki göz
Bazen bir tutam ipek
Sanki sabah güneşisin çiçeklerin üstünde
Ne bileyim bin bir çeşit huyunla
En uzun parmaklarındır senin
Minarelerin İstanbul, yüreğime kırdın
Sis aktı gözlerinden yüzüne şehrin
Astarlı acılar büyüdü, bitti düşsel geziler
Kocaman bir ağlayışsın çırılçıplak ve yalnız
Bildik karanlığın evler ve korku
Her sözcüğe düğüm atmış bir el içimde
Sıçrayıp düşmüyorlar şiire
Kırk el çözüyorum, uçun diyorum
Olmuyor
Suç dolanır kalemin günahsız keçisine.
Hele bir bak
Hele bir duy
Hele gör
Bu günden bihaber
Dünden habersiz
Bir gün kıyamet kopacak diyor
Dingin bir denizdi yürüyen
Yorgun kulaçlarında sesin
Dişli tabanlarıydı
Memelerinde toprağın sarı uyantı
Düşen mermerine kentin
Yumruk hışmıyla inen
Kadınlar da ıslık çalar
Aşklardan terkedilmiş bir yüreğin içinden
Yürürken yalnızlıklar
Duygular çoğaldıkça anılar silikleşir
Deprem düşer canına tenhalığına
Geceleri yalnız kadınlar
Yüreği kalabalık bir şiirdir yaşamak
Memesinden aşk beslenir kederle
Bir çocuğu avucundan sunarken büyümeyi
Büyümeye yalnızlaşan yüzler toplar bir yandan
Emeğine el götüren bir işçi gayretiyle.
Karanlık saçlarından
Tutarak aydınlığı
Karanlıkta karanlık
Bir kuyuya hapsetti
Karanlık aydınlığın
Çıkarıp yüreğini
Bir sarhoşluk rakı var şiiri yeni açtım
Masada peynir roka bir de kavun kokusu
Türlü öyküler kurdum en yalan masalları
Yokluğunu kalbime kandırmanın telaşı
Küs yüzüm fren sesi kalbimde bir patlama
Seni ağızsız dilsiz öylece sevecektim
Durmadan geçerken aynı yollardan
Seni yaratmak bir kaldırım karesinde
İlahi güç gerektirmez
Yanımdasın işte.
Kaşın çatılması



-
Suna Aras
Tüm YorumlarŞİİRE GÖTÜREN SÜRECİN ALT DOKUSU
Suna Aras
Şiir nedir? Neden yazılır? Nasıl yazılır? Nedir şiiri yazdırtan o ‘ilham’ denilen şey?
Cin midir? Peri midir? ‘Vahi’ midir? Bu Allahın belası şey nasıl bir duygudur?
Nasıl bir iç tepisidir?
Onun fısıldadıkları mı yazılanlar?